Her gün kendini adama ile yapılır yoga, gün içinde yaptıklarımıza dikkatimizi adamak gibi. İçimizde bir gelecek ve bir de geçmişi taşırız. Oysaki kendimizi şimdiye adamak, dikkat veremeyi, dikkati sadece dışsal amaca değil, içsel amaca da döndürebilmeyi gerektirir.
Her nefes alışta ve verişte bizler nefesin akışı ile bedenimizi temizleriz, temizlerken salgı bezlerimizi harekete geçirir ve onları dengeleriz. Bu sayede yavaş yavaş, aynı asanalarda olduğu gibi, zaman içinde gücümüz, esnekliğimiz ve mutluluğumuz da artış gösterir.
Bedende vuku bulan her değişikliği izlerken, geçmişin izlerini de ana getirip anlamaya, değişenleri görmeye, belli kalıplarımızı fark etmeye başlarız. Bu kalıpları anın içinde kullanıp kullanmamaya karar verme yetimiz artar, geçmişi değil kendimizi dönüştürmenin mutluluğunu yaşarız. Böylelikle geçmişin bütün izleri de yavaş yavaş yok olur.
“Geçmiş sizin huzurunuzda var olamaz, o sadece sizin yokluğunuzda var olur!” Eckhart Tolle
Bizler her anımızın farkına vardıkça oluşumuzdaki bütün nitelikleri teker teker görmeye, onları fark etmeye, onlarla temas etmeye ve temasın sonunda yerlerine oturtmaya başlarız. Kullanılabilecek her özelliğimizi idrak ettikçe ve onu anlamaya çalıştıkça beden, zihin ve ruhun birliğinde deneyimlemeyi öğrenebiliriz.
Deneyimledikçe nitelliklerimizin binlerce değişik kullanım şeklini anlar ve onları yeniden nasıl tanımlayabileceğimizi öğreniriz.
Anda hazır olduğumuzda artık düşüncelerden ve düşüncelerin etkisinden, esaretinden özgürleşiriz.
Her an herşeyin olabileceği bilgisi ile…