“Çocuklar atlar, zıplar, etrafta koşuşurlar. Gençlerin hareketlerinde bir akıcılık, bir sağlamlık vardır. Yaşlılar ise ayaklarını sürür, başları aşağı ve ileriye doğru çevrilmiş ve bakışları ise yerde bulunan tehlikelere doğru çevrilmiş şekilde yürürler.” Rolf Yapısal Entegrasyon Enstitüsü
Ferhan hocamın aracılığıyla bizimle birlikte Antes Vakfı yerleşkesinde masaj yaparak hem bizi bilgilendiren, hem parasal olarak vakfımıza katkıda bulunan Mehmet Arap ile ilk gün yemeğe giderken, yolda sürekli durup insanların nasıl hareket ettiğine bakmaya başladım.
İlk zamanlarda bunu çok garip bulmama rağmen, şu sıralar insanlara başka bir gözle bakmaya başladığımdan beri insanların nasıl hissettiklerini, neden olduklarından yaşlı gözüktüklerini, neleri saklamaya çalıştıklarını, nelerden çekindiklerini takip eder, yorumlar ve aynı onların yaptıkları hareketleri yaparak neler hissedebileceklerini duyularımla algılamaya çalışmanın yanı sıra bedenimle de deneyimlemeye çalıştıkça kendimi daha fazla tanır ve gözlemler oldum.
Fasya veya bağ dokusu sürekli olarak tekrarlanan duygusal ve fiziksel hareketler sonucunda ve yıllar içinde kısalır, bükülür, şekil değiştirir ve en kolay hareketleri bile zaman içerisinde zorlukla yapmamıza neden olur.
Yoga fasya ile sadece hareketsel olarak çalışmaz. Yoga hem bedenimizi, hem zihnimizi, hem de ruhumuzu yani duyu ve duygularımızı da harekete geçirir. Beden çalışırken, bağ dokusu içine sıkışıp kalan bütün hisler hallaç pamuğu gibi beden içinde yer değiştirmeye ve bizi alttan, üstten, yandan sarsmaya başlar. Çıkamadığımız bazı döngüleri, içinde sıkışıp kaldığımız bölgeleri ve bilmediğimiz renklerimizi bize tanıtır.
“Kalçamız bizim bedenimizin içinde bulunan süpermarket deposudur. Bizler, konuşmak istemediğimiz, görmek istemediğimiz bütün her şeyi buradaki raflara kaldırıp orada saklarız!” demişti Thich Nhat Hahn, Nottingham’da yaptığı bir konuşmasında. İçimizde saklı olanları yavaşça ve dikkatlice çıkarıp onları anlayabildikçe değişir bütün bedenimiz, bedenimiz değiştikçe, zihnimiz, anlayışımız ve kavrayışımız farklılaşır.
Anlayışımızı genişletmek ve bazen içine sıkıştıklarımızı anlamak için sadece aynaya değil, karşımızdakine de değişik bir açıdan bakmayı öğrenmek amacıyla…
Namaste!