Bedenimizin hangi hareketleri yaptığını hatırlasak da, büyüdükçe ve yaş aldıkça ne takla atıyoruz, ne mutlu bebek pozunda yere yatıp sırtımıza masaj yapıyoruz, ne de arkadaşlarımızla parende atıyoruz. Derken hareketlerimiz oturmak, yürümek dışına çıkmamaya başlıyor. Bazılarımız spor faaliyetlerini her daim ince, esnek ve sportif görünümde kalmak adına uygularken, hareketleri kendi bedenine göre değil hocanın dediği şekle göre yapıyor ve sonunda bedeni ile ilişki yerine, kendini bedenin istemediği hallerde buluyor.
Beden bu hareketleri unuttukça ve belli şekillerde hareket ettikçe, aynı konuşulmayan dil gibi hareket kaybı başlıyor. Hareket kaybı bazen ağrılara neden olurken, bazen denge kayıplarına, bazen de belli isteklerin hayatımızda yer almamasına neden oluyor.
Bedenin yeniden hareket etmesini sağlamak, bize hayatımızla ilgili yeni olasılıkların kapısını açıyor. Yoga hareketleri ile yeniden bedenimizle ilişki kurmak, nefes almanın tadına varmaya başlamak bizi hayatın değişik tatlarını yeniden keşfe çıkartıyor. Sadece öğrendiklerimle yaşamak yerine bedenimin ve benliğimin içindeki, kendimden bile gizlediğim, becerilerimi keşfetmemi sağlıyor.
Bedeninizle yeniden yaşamayı öğrenmek için bedeninize bir bakın, nerelerde tıkandığınızı, sizi çalıştıran spor ya da yoga hocalarına aktarın. Bedeninizi fark edin ve sınırlarını ve sınırlamalarınızı nasıl kaldıracağınızı şefkatle bedeninizle birlikte öğrenin. Öğrenirken acele etmeden, onun ihtiyaçlarını ve kendi ihtiyaçlarınızı gözeterek hareketleri yapmaya özen gösterin.
Bedeninizin içindeki gizli hazineleri bulmak, ancak bedeninizi keşfetmekle başlar. Bedeninizi yeniden keşfetmek ister misiniz?
Namaste…