Birkaç aydır bir hastanede yoga dersi veriyorum. Oraya gelen müşterilerle çok derin ilişkiler kurmaya vakit olmuyor. Burası, tedavileri devam ederken hayatlarına şekil ve düzen getirmeleri için geldikleri bir alan. Sabahtan gelip kendilerine benzeyen bir yoldan geçmiş kişilerle birlikte oluyor, belli kurslara katılıyor ve kendilerini yeniden keşfederek, bildiğimiz yaşama geri dönmelerine yardım edecek düzeni bulmaya çalışıyorlar. Ben de onlara bedenleri ile yeniden ilişki kurmayı öğretiyorum.
Bedenimize hastalıkta, sağlıkta, iyi günde ve kötü günde bakmaya söz veriyoruz hayata gelirken aslında. Ancak tek dikkat etmediğimiz o oluyor. Ne dilini anlıyoruz ne de önemini. Hatta bazen onu sevmemeye; saç şeklini, rengini, göz rengini, kalçalarını, göbeğini değiştirmeye çalışıyoruz. Bazen utanıyoruz ondan, hatta sıkılıyoruz onun varlığından.
Yaş aldıkça anladım önemini bedenimin. Onun da bir dili olduğunu, neden küçük kalmayı seçtiğini… Varoluşunun içinde neler olduğunu fark etmeyi. Bazen öğrencilerime, danışanlarıma, “7 tane niteliğinizi sayar mısınız?” diye soruyorum. Bir tane söylüyorlar ya da sevmedikleri özellikleri sayıyorlar.
Bu beden içinde neler sakladığımızı bilmediğimiz gibi, onun bize söylediklerini de duymuyoruz.
Adam gibi bir adam olun, derdi babam. Belki oradan kalmış, ben sağ bacağımdan destek alırım bu yüzden. Sağ kalçam daha aşağıda, belki milimetrik bir farklılık ancak bu bedenimin bütün duruşunu değiştiriyor. Dengemi nasıl sağladığımı gösteriyor. Mesela detaylara çok takılı kalabilen bir insanım, özgürlükçü düşünce savunucusu olsam da dişil enerjimi kullanarak, bir asker gibi kurallara uyarım, sezgilerime çok önem veren birisiyim…
Bütün bu özellikleri aslında bedenim hemen dışarı yansıtıyormuş, ancak ben bazılarını bilsem de öyle olmadığımı kendime kanıtlamak için değiştirmeye çalışırdım. Anladıkça olanları değiştirebiliriz, derdi Kln. Psk. Dr. Özge Orbay. Şimdilerde bedenimin bana gösterdiklerini, bana anlattıklarını, kendimi anladıkça nasıl değiştirebileceğimi ve bu değişikliği bedenime nasıl yansıtabileceğimi fark ediyorum. Aynı farkındalığı danışanlarıma da vermeye gayret ediyorum.
Bedeninize bir bakın, o size neler anlatıyor bir gözlemleyin. Hastalıkta ve sağlıkta, iyi ve kötü günde birbirinize yardım etme yeteneğini kazanın. Bedeninizin içinde anlamadıklarınıza karşı sabırlı olun. Soru sorarak, onun cevaplarını değişik bakış açıları ile anlamaya çalışın. Birlikte yaşadıkça cevaba her gün bir adım daha yaklaşın.