Gözlerimiz ve zihnimiz, her ne kadar birçok kitabı, binlerce kez aynı satırları okumuş olsa da hiçbirini tam bilemeyiz. Bilmek kalpte hissetmektir, bilmek yaşamaktır, her yaşayış da yeni bir öğreniştir. Bilmek, her yeni deneyimde bilmediğimizi fark etmektir.
Sufi inanışına göre, Allah katına çıkıldığında bütün dünyevi başarıların anlatılmasından sonra, Tanrı karşısındakine kalbini sorarmış; “Eğer kalbiniz sizden razı ise, Ben de sizden razıyım. Kalbinizin en derinliğiyle olan ilişkiniz, Benimle olan ilişkinizdir.” dermiş.
Katı fikirler, olumsuz yargılar, kanılar, eleştiriler, benliğin önemsendiği ancak bedenin, zihnin ve ruhun arka plana atıldığı her düşünce, söz ve fikir kalbi karatır. Bilmek, karşılaştırmayı, eleştirmeyi, kınamayı, kıskançlığı, hırsı, kini, nefreti artırır.
Denemenin yolu, farklılıkları fark etmek, hapishane duvarı örmek yerine, duvarları olmayan binlerce çiçeğin, çimenin, otun ve bilemediğimiz binlerce hayvan türünün içinde yaşadığı sonu gelmek bilmeyen bir bahçede birlik içinde yaşamaktır.
Almanya’da şu anda yeni yapılandırılan bir ormanda ayılar, kurtlar, Almanya ikliminde yaşayabilecek vahşi hayvanlar serbest olarak gezerken, orman insanların kullanımına da açılmış durumda.
Beraber yaşamanın özgürlüğüne inanış yolunun, her geçen gün daha da kendini gösterdiği bu dönemde beraberce yürüyebilmenin tadını çıkarmak dileğiyle.