Ayurveda günleri düzenledim, daha önce 2014 yılında birkaç aylığına Ferhan Hocamla ayurveda günlüğü gibi bir workshop yapmıştık. Sonunda ayurvedacı oldum mu hayır, henüz değil.
Her bilginin önce zihnimizde, sonra bedenimizde, sonra kalbimizde yer etmesi lazımmış, ancak o zaman onu hayata geçirebiliriz diye düşünüyorum. Bizler bu bilgileri almaya, anlamaya, yutmaya, sindirmeye, sindirdikten sonra da onu bedenimizin gerekli alanlarında kullanmaya hazır olmadığımız sürece hayatımızda sadece birer bilgi olarak kalırlar.
Her birimiz, her şeyi olma kapasitesine sahip bedenleşmiş ruhlarız. Olma kapasitemizi harekete geçirmek ise sadece deneyimleyerek ve farkındalık geliştirerek ortaya çıkıyor. Aynı yoga asanalarının bedene faydalarının, farkındalığın bedende uyanmasının, o farkındalığı bizim kullanışımızın, kullanış sırasında kendi özelliklerimizin farkına varışımız, bu varış sırasında kendimizle olan bağımız ve bu bağ içinde kendimize karşı dürüstlüğümüz gibi.
İnşaat sektöründe bir süreliğine taşeron olarak çalıştığım dönemin ilk başlarında, bir binanın nasıl olup da sonunda istendiği gibi görüneceğini, hangi rengin binaya yakışacağını, hangi macunu betonun kabul edeceğini anlamanın çok da önemli olduğunu hiç düşünmemiştim. İşte aynen binalar gibi bizim de bedenimizin yapabileceği, yapabilmek için çok zaman harcayacağı asanalar olduğunu anlamam, bedenimizin sevdiği, sevmediği ve bazı kısımlarının iyi geldiği ve bazı kısımlarının zarar verdiği yiyecekler olduğunu anlamam gibi.
Dünya herkes için kendi dünyası, her birimiz kendi dünyamızı bulmak için buradayız, yaratırken ayrımcılık gözetmeden, bizim için iyi olanı kural bilmeden sadece deneyimlemeyi öğrenmek ve denerken kendi dünyamızı yaratmanın
tadını çıkarmak için buradayız.
Deneyimlemenin tadını çıkarırken, sevgiyle, acıyla, ekşi ve keskinlikle çeşitlendirmeyi bilmek dileğiyle…