− Şimdi de paschimottanasana yapalım.
Hiçbir şey demeden Pınar Hoca’mın dediklerini, nefesim ve vücudum elverdikçe yerine getirmeye çalışıyorum. “Zaten vücudumu kullanmayı öğrenmek için burada değil miyim” diye düşünürken, Pınar Hocam duruşumu düzeltiyor, ben nefes alıyorum, o düzeltmeye devam ediyor ve ben bir anda, bacaklarıma kadar yere kapanmış durumdayım…
Bir iki dakika pozisyonda yaşadığım yalnızlık, aslında dualiteyi kendimizin yarattığını ve ayrılığa bizim neden olduğumuzu hissettiriyor bana.
Samkhya felsefesine göre varlığı kanıtlanmayan ilahi gücün, hem bizimle hem de bizi saran bir güç olduğu savunuluyor, aynı düşünce “Ayetel Kürsi”de de dile getiriliyor. Bu bizi saran güç, bize nefesimiz kadar yakın ve sonsuzluğumuzu deneyimleyebildiğimiz sevgi dolu bir güç alanı. Sevgi dolu bu alanı; deneyimlemekten korktuklarımız, olması gerektiğini düşündüklerimiz, öğrendiklerimiz ve daha birçok algıyla kirletiyor ve kendimizden ayırıyoruz.
Her birimiz birer cambaz ipinde yürür gibi bu ince ayrıntıyı karıştırdıkça kendimizden uzaklaşıyoruz, uzaklaştıkça dualitenin içinde yapılamazlar, korkular, olması lazımlar ve olmaması lazımlar ile karşılaşıyoruz.
Oysa yoga felsefesinin, Tevrat’ın, İncil’in ve Kuran’ın da değişik şekillerde belirtiği gibi, yapılmaması gerekenler ve yapılması gerekenler çok açık bir şekilde bize iletilmiş, bunları neden fazlalaştırıp kendi gerçek doğamızdan ve özümüzden uzaklaşmaya çabalıyor ve kendimizden korkuyoruz.
Her anın ilahi güç ile paylaştığımız bir an olduğunu anlamamız dileğiyle…