Emre Özarslanın kitabını okuyorum bugünlerde ‘Neden böyleyim, nasıl değişebilirim ?’.
Kaç yaşına gelsenizde küçük çocuklar gibi göreceğim ben sizi derdi babam, işte aynı şekilde bende çocuklarımı hala minik çocuklar gibi görüyorum önce babamın sonra annemin ölümü bir anda çocukluktan çıkış kapısı diye yazan bir kapıyı açtı karşıma.
Çoktan çıkmamışmıydım ben çocukluktan genç yaşlarımda işe başlamış, sonra zamanı gelince 25’li yaşlarda evlenmiş ve 30’ lu yaşlarımın ortasında ise çocuk sahibi olmuştum. Bunlar değil miydi büyümek. Sadece bunlar değilmiş. Çocuklarım 10’lu yaşlara geldiklerinde tekrar terapiye başladım ve sorularla kendimi bulmaya, el yordamıyla yavaş yavaş kendime dokunmaya.
Bir amaca bağlanmayan ruh yolunu kaybeder çünkü her yerde olmak, hiç bir yerde olmamak demektir.’ Montaigne ( Emre Özarslan’ın kitabından alıntı).
Seçim yapmak için çok denemem gerekti benim. Hayatımda değişmeyen tercüme kaldı ve bundan 11 sene önce başladığım yoga. Onlardan önce televizyon ve inşaat işlerim olmasaydı bu yaptıklarımı bu kadar da derinden algılayamazdım diye düşünüyorum.
Şimdi hem kendime değebilmek, hem de çocuk gibi hissedebilmek için oyun oynuyorum bedenimle, hangi uzuvum ne yapar, nasıl yapar merak ediyorum. Bulduklarımı aktarıyorum öğrencilerime, onlara da oyun oynamayı öğretmek için. Kendi bedenimizde rahat hissettikçe yer açabiliriz istediklerimizi denemeye. Deneyerek özümüzde var olanı ortaya koymaya ve bir çocuk gibi tadına varmaya başlayabiliriz yaptıklarımızın.
Siz kendinizi bedeninizin içinde ne kadar rahat hissediyorsunuz? Yaptığınız seçimler ya da baş koyduğunuzu düşündüğünüz yolunuz içinde ne kadar rahat ediyorsunuz ? Bir sorun kendinize..
Namaste..!