Sufilerin genel düşüncelerine göre kişi katreye*, Tanrı ise ummana ** benzetilmektedir. Katrenin içindeki canavar sonunda ummana dönüşür. Ummana dönüşen katre halindeki canavarın esası ummanda mevcuttu.
Nasıl gök 7 kat ise kelimeler de anlaşılan 7 katlı. Tanrı’yı araken girdiğimiz yoldan, kendimizi bulmadan çıkış yok. Kendimizi bulmak da, bir siğilin köküne inmek gibi. Dünyada en görünen hal, bana siğil gibi geldi, tam bir spiral şeklinde inildiğini görebilmek mümkün. Kelimelerde aynı şekilde, etiket olmaktan çok deneyimlenmeyi bekleyen dünyalar.
− Ya Aslı “Duyguların Dili” kitabını bana sen vermiştin. Orada bu enerji işleri ile uğraşmayın, diyor.
− Tam da öyle demiyor, şimdi ben yoldayım, seni sonra arasam.
Yolda giderken bütün bu düşünceler kafamda, eve vardım. O kadar karışıyor ki kafamız, ne yapacağımızı şaşırmış şekilde olana veya gelene saldırıyoruz. Kitaplar, enerji uygulamaları, tai chi, chi quong, yoga, pilates, reiki, kundalini… Sonunda bazı şeyleri öğrendik zannedip diğerlerine, benim yaptığım gibi, tavsiye edip bilmediklerimizi aktarmaya çalışıyoruz.
Eve girdim, salon kapısını açtım, ardından pencereleri, tam salondan çıkacağım, kitaplıktan bir kitap düştü, yerden kaldırdım: “Ruhun Yasaları – Dan Millmann”, cevabım oradaydı.
“Değişim rüzgârları yaşamını alt üst eden şiddetli bir fırtına olarak da, yanaklarını okşayan bir meltem olarak da gelebilir. Değişimin aslında kendisi zor değildir, güneşin doğuşu kadar doğal olur. Ama çoğumuz düzen ve kontrol duygusunu yaratabilmek için bildik yollar ararız. Bu değişimi arzularımız ve isteklerimize bağlı olarak da şans ya da felaket olarak algılarız.”
Her birimiz özümüze dönene kadar bütün şans ve felaketler saydığımız düzenlerden geçerken öğrenimimizin en önemli kısmını, görme yetisine sahip olmadan yaşamayı seçiyoruz.
Yarına karar vermek, BU DÜNYADA Tanrısallığımızın en büyük kanıtı. Her gün bildiklerimiz ve bilmediklerimizle hükmetme yetimizi sağlamlaştırarak Tanrı’ya yakınlığımızı kanıtlamaya çalışıyoruz, oysaki kendimizi bilmenin Tanrı’yı bilmek olduğunu ve bunun alçakgönülülük ve akış içinde her bir deneyi, önümüze geldiğinde denemekten geçtiğini unutuyoruz.
Hayatımız eskileri tekrarlamakla kalmamalı. Her şer bir hayra dönüşebilir, düşüncesi ile karşılamayı öğrenmediğimizde, değişiklikler bizim ruhumuzu büyüten, ruhumuzu ve özümüzü tanımamızı sağlayan en değerli dersler olabilir.
Hayatın her anının tadına varmak dileğiyle…
* Katre: Damla anlamındaki Arapça kelime.
** Umman: Ulu, büyük, engin deniz anlamındaki Arapça kelime.