― Ne demek ama o çok iyi bir insan… Bir türlü anlamıyorum.
― Aslı Hanım, her birimizin doğası zaten o, kimsenin doğası kötü değil.
Eğer korkmazsak önlem alamayız, kötülük etmezsek iyilik edemeyiz, acıyı hissetmezsek oturuşumuzu düzeltmeyi bilemeyiz. Karşıtlıklarımız sandıklarımız, aslında bizim kendi cennet ve cehennemimizin birleşimi. Karşılıklarımız saydığımız insanlarsa yapmak istediklerimizi yapabilenler. Biz onları kötü veya iyi diye adlandırıyoruz. Bir anda bütün bunları sıraladım ve gözlerim yaşla doldu. Sonra devam ettim:
― Canım şimdi bunları söyledim, ama “Cahil bir insan nasıl bu kadar iyi bir durumda” diye sinirlendiğimde veya “Bir sürü eğitimsiz dolaşıyor” dediğimde de mi onlar gibi olmadığıma sinirleniyorum.
― Sinirlendiğiniz, onların sizin gibi bir görüş açısı olmaması, dünyayı kavrayış şeklinizdeki farklılık.
― Biz bütünlüğü ve birliği aynılık olarak mı algılıyoruz demek istiyorsunuz.
― Aynılık zaten yok, herkes kendi içinde tek bir parça. Birlik denince aynı düşünme, giyinme, görme, duyma ve olma hali algılanıyor. Oysaki bütünlük bir parçalar silsilesi. Değişikliklerin bir aradalığı, bir aradayken yarattıkları uyumu görebilme yeteneği ve ardından da o uyumun içinde yaratıcılığı bulma yeteneği. Doğamızdaki saflık ise bu bütünün içindeki yaratıcılığımızdır.