“Bırakın kendinizi yere, toprağa ve toprağın sizinle bütünleştiğini, sizin de toprakla bütünleştiğinizi hayal edin…”
Meditasyon sonunda söylenen sözler, tekrar doğa ve kendimizle bütünleşmeye çalışmak için yapılan yoga asanaları… Unuttuklarımızı hatırlamaya çalışma, bildiğimizi zannettiklerimizi uygulama, kıyamet, yıldızların konumu, yeni dünya enerjisi, mayalar, şamanlar vs. derken gene bir düşünme boyutuna çıkardığımız, doğallık adını verdiğimiz, insan olma hali.
Düşüncelerin, umutların, çabaların, acısız olmazların dünyasından çıkıp adımımızı yeni bir dünyaya atmaya çalışırken bile kısıtlamalarımız var. Bildiklerimizi, bilmediklerimizi bırakıp sadece gevşemek, yapımızın tamamen dışında. Rekabetin olmaması, hiyerarşinin kalkması, herkesin kendi rutin hali içinde sunacağı hizmet ile mutlu olması bilgimiz dışındaki bir hal.
Bu hale geçiş başlamasına rağmen direnç gösteriyoruz. Direncimizin getirdiği değişimleri kabul etmeyip görmezlikten geliyoruz; egolarımızı, korkularımızı büyütüyor, yeni hale bir set çekiyor ve onu da tanımlamaya çalışıyoruz.
Yogada herkesin başına kısa süreli de olsa gelen bir hal vardır, sadece akışa bırakmak. Sanki bir anlığına olmakla olmamanın hafifliğini tatmak gibi.
Hiçlik yoganın anlamı; ne olacağını düşünmediğimiz, ne olacağına dair yorum, umut, beklentimizin olmadığı bir hiçlik. Suyun akıp gitmesi, suda akıp gitmek gibi. Halin bile olmadığı bir hal. Aynı anne karnındaki bebeğin resmi gibi, sürekli devinim halindeki bir resim gibi.
Her şeyin olduğu ama hiçbir şeyin var olmadığı bir dünyanın resmini çizmenin zevkine varalım asanalar içinde…