Dün akşam
Antes Vakfında Armanda Dos Santos’u ağırladık, bize doshalardan ve doshaların öneminden, ne olduklarından ve insanlarda nasıl tezahür ettiklerinden bahsetti. Doğa gibi insanların niteliklerinin de dönem dönem ayrıldığına, bütün bu niteliklerin hepimizin içinde ve hepimiz için olduğuna, ancak her birimizin doğum anımıza, genetik yapımıza, geçmişten gelen deneyimlerimize göre niteliklerden bir veya iki tanesinin oranlarının değişken ve daha baskın olduğuna işaret etti. Nadiren üç niteliğin de oranlarının aynı olduğunu söyledi.
Bu niteliklerden ilki, öncü nitelik VATA idi. Hem sırasının birincisi, hem yaratıcılığın lideri, hem harekette hızlı, hem düşüncede hızlı, olaylara hızlı alışan, her yerde kendini iyi hisseden ve her türlü alanda kendini ortama uyduran bir kişiliğe sahiptir. Hisleri kuvvetli, elementleri hava ve eter olduğundan dünya haricindeki alanları da hissetme yeteneğine sahiptirler. Dışa dönüktürler ve çevrelerinde hep bir sürü insan toplanır. Çok iyi hikâye yazarı olabilirler.
Tabii bu hızın, bu yaratıcılığın, bu insanüstü yeteneklerin getirdiği gölge tarafları da unutmamak gerek. Çok hareketlilik, çok hızlılık onları bulundukları ortamlarda rahatsız kılar, uzun bir süreliğine bir ortam içinde bulunmak onlar için zordur. Herhangi bir konuya konsantre olmadıkları gibi, başladıkları işi de tamamlayamazlar. Geçici heveslere, geçici arkadaşlıklara, geçici evlere, geçici ülkelere sahiptirler. Elementleri hava ve eter olduğu için kesinlikle köklenmiş değildirler. Bu niteliklere sahip olan kişiler, manipülatif, yalan söyleyen ve bazen de yalanlarına kendileri bile inanan kişiler haline gelirler. İçlerini görmemek için kendilerine yeni bir dünya oluştururlar.
Her birimizin gölge yanları dönüştürülmek, yaşanabilmek ve yeniden yapılandırılabilmek için bize verilirler, gölge yanlarımızdan kurtulmak yerine onların işlevsel halini yeniden görüp onları kullanabilmeye başladığımızda, insanlığımıza doğru yolculuğumuza başlarız.
Yoga, bize bedenimizin sınırlarını yeniden nitelendirmeyi öğretirken, ayurveda bize kendi niteliklerimizi yapılandırmayı, yeniden şekil vermeyi gösteriyor. Vedik astroloji bize bu yapı içinde varoluşumuzun sırlarını verip olanların dönüştürülmesini gerçekleştirmemize yardım ediyor. Psikoloji, kendi iç dünyamıza girmemizi sağlıyor; yemek yeme biçimimiz, kendi içimizi besleme biçimimizi anlatıyor.
Bizler evrenin içinde varolan küçük evrenleriz. Bu bilinçle her söz, her davranış, her hareket kendi evrenimizi, sonra da evreni yeniden yapılandırmaya ya da yok etmeye yarıyor. Bilincimizin ve zekâmızın her yönünü keşfedebilmenin tadına vararak ve keşfetmenin ötesinde yaratıcılığımızı kullanmak için bir anlığına içimize dönerek günümüze başlayalım…