− Ben artık dengede olmak istiyorum, sürekli oradan buraya sarsılmak, sürekli bir gösteri… Ne bileyim dünya hayatı bu olmasa gerek, ne demiştiniz geçen hafta, algıyı geliştirmek…
− Evet, algılama tek yönlü olmaz, sürekli bir devinim halindedir, devinimi sayesinde biz de dengede kalma imkânına sahip oluruz. Bu yüzden önce, hakikaten daha derinlerde neler hissettiğimizi, ne anlamlar yüklediğimizi fark ettikçe, kelimelerimizi, algımızı ve özgürlüğümüzü ele alır ve onları beden, zihin ve ruh üçlüsü ile ifade etmeye başlarız.
Bazen terapiste mi yoksa yogiye mi gidiyorum diye merak ediyorum. Yoga hem hücreler arası enerjiyi, hem organlar hem de zihinsel ve sinirsel faaliyetler arasındaki iletişimi harekete geçirir. Bedensel tıkanıklıklar, bedensel ve organlardaki hastalıklara, ruhsal tıkanıklıklar da yanlış anlamalara, duygusal yorumlamalara ve yorumların anlaşılmaması yoluyla baskıya ve gerginliğe yol açar.
Esnemek, nefes almak ve bedeni tanımak, nedenleri ve nasılları fark etmeye yarar. Bedensel kalıplarımızı fark ettikçe, nedenlerini araştırıp duygusal yüklerini de keşfederiz. Yaptığımız iş, onun içindeyken takındığımız duruş ve bunun nedeni, bizi bağımlılıklarımıza, korkularımıza, mutluluğumuza yönelten göstergedir.
Her bulduğumuz neden ve yorumumuz, olduğumuz ve içine sıkıştığımız dünyayı tanımamıza neden olur. Dünyamızı keşfedip onu anladıkça seçim hakkımız olduğunu ve yaşamımızı basitleştirme özgürlüğüne sahip olduğumuzu bize kanıtlar.
Artık gizli anlam arayışından, olaylara mistik bir anlam vermekten sıyrılır, bakış açımızı değiştirmeye odaklanırız. Duygularımızı etkileyenin olayın kendisi olmadığını anlarız. Zihnimizin içeriğine dair karar verme yetisine sahip olmanın tadını çıkarmak ve farkındalığını geliştirmek için yoga yapmak, Debbie Ford’un dediği gibi “Dünya benim tuvalimdir ve ben kendime değerli bir ders vermek için bu olayı hayatıma çektim” düşüncesini geliştirmeyi sağlar.
Her asana, kuşaklar boyunca oturmuş ve örnek davranışı oluşturmuş imgelerin derinliklerine uzanan bir yoldur. Asanaları uyguladıkça katmanları aralayıp sıkışmışlığımızdan kurtulabilmeyi ve yeni bir anlayış geliştirebilmeyi öğreniriz. Yani dünyayı yeniden yaratma yetisine sahip oluruz.
Hepimizin tuvaline dünyada bilinen yaklaşık 25.000 rengin değmesi dileğiyle…