“Hatıralar kaybolur ama yazılar kalıcıdır.” Doğu’ya özgü atasözü
Bir türlü oturup yazamıyorum anılarımı, bir türlü yazmak istemiyorum. Aile diziliminde başıma gelenleri, gördüklerimi, duyduklarımı… Söze dökmek daha kolay gibi geliyor bize, oysaki yazılan kelimeleri bir daha okumak, bir daha düşünmek, bir daha süzgeçten geçirmek gerekiyor.
Aslında konuşmak da böyle. Söylediğimiz her sözün bir değeri, bir şiddeti, bir etkisi var, hem kendimizde hem de duyanda.
Bugün Facebook’ta Rumi’nin bir sözünü paylaştım. “Mantığın ve aklın anlayamayacaklarını anlasın diye Can’a kendi kulakları verilmiştir!” demiş. Ayurveda, Yoga, Vedalar da bize duygularla değil, duyularla hareket etmemiz gerektiğini öğütler. Duyular (Tanmatras) bizim canımızın kendisidir, duygular ise gerçekliğin perdelendiği alandır.
Yoga, yoke, yokluk, hiçlik ise duyguların olmadığı, salt gerçeğin içinde bulunduğumuz alandır.
Namaste!…