Sanat terapisi, insanın kendi içindeki kaynakları yazarak, çizerek, oynayarak, tiyatro yaparak, heykel yaparak, şiir yazarak, şarkı söyleyerek, dans ederek bulmasına eşlik eder. Yani sanat terapisti sadece eşlik eden bir yol arkadaşıdır. Yol arkadaşlığı o kadar da kolay değilmiş, en azından ben öğrenmemişim. İlişki de o kadar basit bir kavram değilmiş.
İlk yıllarımızda önce annemiz ve babamızla ilişki kurarız. Sonrasında ebeveynimiz, diğer aile fertlerimiz, arkadaşlarımız ve sosyal çevremizden aldığımız veriler ile kendimizle ilişki kurmaya başlarız. Kendimizi dışarıdan aldığımız verilerin ışığı altında şekillendiririz, aynı başkaları ile tanışıklığımızdaki gibi. Önce dış görünüş, sonra birkaç kelime ile tanışma ve sonrası varsayımlarımız.
Oysaki biri ile tanışmak, onu tanımak, sonrasında eşlik etmek ve ilişkide kalabilmek için onunla empati kurma yeteneğine sahip olmak gerekiyormuş. Yani canı acıdığında gerçekten onun o derin acısına ortak olmak. Ancak kendi derin acılarını bir kenara bırakmış benlik, söylenmeyi, yakınmayı, üzülmeyi, acıyı tanımlamayı unutmuş benlik, nasıl olur da başkalarının acısına ortak olup, karşısındaki ile empati kurar.
Sanat terapisi aracılığıyla insan kendisiyle tanışır. Kendi kaynaklarını, içindeki yaratıcı güçleri, ifade edemediklerini başka bir dille anlatmayı öğrenir. Aynı yeni bir dil öğrenmek gibi, ancak bu yeni dil kendi bedenimizin ve bilinçaltına kapattıklarımızın dili. Anlatmak isteyip de dile getiremediklerimizi resimde, kolajda, dansta, oynadığımız rolde ya da masalı anlatım şeklimizde ifadeye çevirebilmeyi öğrenmek.
Kendimi tanımayı ne kadar isteyip istemediğimi fark ederim, içimdekileri dışarı yansıttıkça. İşte o zaman hem kendimi dinlerim hem de karşımdakini; yorum yapmadan, onu gerçeği ile anlamaya çalışarak. Eşlik, beraberlik ancak böyle başlayabilir.
Kendinizi tanımak size iyi gelir miydi? Kendinizi yeteri kadar dürüstçe, iyisi ve kötüsü ile kendinize açmayı ne kadar kabul edebilirsiniz? Bunları boyalarla, yazılarınızla ya da başka araçlarla karşınıza koyun. Bakın bakalım içinizden çıkanları dinleyebiliyor musunuz?
Namaste!