Bugün kızımla Hamburg’da fotoğraf sergisine gittik. Onun yanında benim seneler evvel kullandığım kamera vardı. Bir zamanlar fotoğraf çekiyordum, hatta kendi fotoğraflarımı kendim banyo edip basabiliyordum. Sonra birçok yaş almış insan gibi olduğumu düşündüm, “eskiden şunu veya bunu yapardım…”
İçimizde bir evren taşıdığımızı unutuyoruz. Bu evrenin içinde bin bir türlü yetenek ve niteliklerimiz gizli. Bunların hangisini ne zaman, ne şekilde kullanacağımız bize kalmış. Zamanında yaptıklarımızı yeniden yapmaya başlamak mı, onları değişik şekilde kullanmak mı istiyoruz? Yoksa her birini yaptık, şimdi yapmasak da olur, şeklinde bir tavırla mı yaklaşıyoruz kendimize.
İçimizde taşıdıklarımızla yeniden buluşmak bir meditasyondur. Meditasyon bizi kendimizle yeniden tanıştırır, içimizde olanları, gitmeyi istediğimiz, olmayı istediğimiz benliği bize hatırlatır.
Bir an için gözlerinizi kapatın ve içinizdeki asansörle ta en derinlerinizde sakladığınız bahçenize inin. O bahçe içinde kendinize ayırdığınız alana oturun. Şimdiye kadar yaptıklarınızın yapmaya değer olup olmadığına bakın. Tekrar aynı şeyleri denerseniz sizi bütünlüğünüze götüren yolu mu aydınlatacaksınız, yoksa gene çaba harcamak sizi umutsuzluğun içine mi götürecek bir bakın.
Evrenin bize verdiği tüm veçheleri ortaya çıkarmak, bizi kalbimizin istediği yere götürecek güce ve huzura sahip. İçimize baktığımızda, sadece başarı üzerine kurulmuş bir hayat yerine özgürce değişik hallerimizi kullanarak bütünlüğümüze varmaktan çekinmeden, zihnin sessizliğinin sesini duyarak yaşamımızın sırlarını keşfedebiliriz.
Her bir veçhenizin gelip kendini tanıtmasına izin verin. Sevdikleriniz ve sevmediğiniz halleriniz, zayıflıklarınız, iyileriniz, kötüleriniz ile bir bir tanışın. Bazılarının kabullenilmeye, bazılarının düzeltilmeye, iyileştirilmeye, bazılarınınsa dikkatinize ihtiyacı olduğunu fark edin.
“Bizler birey olarak içsel bilincimizi, kendi evrenimizin ve insanlığımızın her parçasını içerecek şekilde genişletmeliyiz.” Işığı Arayanların Karanlık Yanı – Debbie Ford
Kendi bireyselliğimizin niteliklerini kavradıkça, onlara yeniden sahip çıkmayı öğrendikçe, kendi kendimize kapadığımız kafesimizin kapılarını açma yeteneğini elde ederiz. İnsan olmanın harika ve gizemli deneyimini yeniden yaşama hakkını kendimize vermeyi kabul ederiz.
Namaste!