Bugüne kadar ne kadar cesur olduğum ve cesaretim hakkında kendime çok güvendiğim konusunda hep söylemler ve yalanlar ile yaşamaya alıştım. Bu, beni korkak olmanın ne kadar da kötü bir şey olduğuna ve bunun beni başarısızlığa ve hatta hayatta değersizliğe götüreceğine inandırdı. Değersizliğin, sevilmemeye, sevilmemenin de yalnızlığa.
Çok şey denedim ancak denerken olmayınca kaçtım. İşler, evler, yerler değiştirdim, değiştirdikçe deneme kabiliyetim arttı, ancak korkuyu da beraberimde taşıdım. İlk olarak kaçamayacağım gerçeğini yaşamak adına çocuklarımı doğurmaya karar verdim. Onlar hayatımın sabit direkleri ve korkularımın en derin noktası oldular. İlişki kurmak, o ilişkide kalmak, bozmadan götürmek, sevilmek ve sevmek için çaba harcadım, diğer her şey değişken oldukça sorun kalmadı.
Her şeyden uzaklaştım, her şeyi temas etmeden yapıp geçme yetim, başarılıymış gibi gözükmeme, olanları daha çabuk kabul edermiş gibi gözükmeme, öğrenme kabiliyetimin artmasına, kavrayışımın gelişmesine, insanlarla çabuk ilişki kurmama, mesafeli olmama ve başarısızlığın yollarında bilinmeyene doğru ilerlemeye cesaret bulmama yol açtı.
Çocuklarımla beraber kalmam, onlarla anlaşmam, onların sayesinde yalnızlıkta kalmayacağıma inanmam, beni kendimle tanışmaya kadar getiridi ve bugünlerde, kendimle tanışmak “Niçin buradayım?” sorusuna cevap oldu. Yaşadıklarımı yaşamasaydım, yeteneklerimi bulup çıkarmam, yeniliklere açık olmam, çözüm bulmasam da olaya başka bir bakış açısı geliştirebilmem, dillere ilgi duyarak dünyada kendime bir yer edinebilmem, okumaya ve öğrenmeye ilgim, olan ortama uyabilmem ve her türlü olayda kıvrak bir zekâ geliştirmem mümkün olamayacaktı.
“Yeteneğimizi bulma işlemi, hayatımızı yeniden değerlendirmemizi ve hikâyelerimizin dışına çıkmamızı sağlar.” “Gölgenin Sırrı” – Debbie Ford
Bütün yaşadıklarım içinde hep ihtiyaçlarım için kimseye güvenmemem, eğer bir şeyi yapmak istersem hemen harekete geçmem ve onu oldurmam gerektiğini ve sınırlarımı zorlamayı öğrendim. Şimdilerde bütün bu deneyimlerin bana bahşettiği uzmanlık alanımla yoga eğitmenliğine ve yaşlılar ile çocuklara hizmet verecek bir vakfın gelişimine ön ayak olmaya başladım. Evrenin bana ihtiyacım olan her şeyi vereceğini, kalbimi dinleyerek gitmem gereken yere gidebileceğimi anlatmaya ve yaşamaya
çalışıyorum.
Beni hiçbir yere götürmeyen güvensiz, korkulu hikâyem ile bilinmeyenin korkusuzluğu ve rahatsızlığı arasında bir seçim yapmam gerekti. Bilinenin yalancı rahatlığından çıkıp, yavaş olmanın, olduğum değil, olmak istediğim insana yakışan hareketlerin içinde yaşamaya, hep güvenli ortamımda kalmadan, cesur, sınırsız ve sağlam olmanın gerçek anlamda tadına varmaya başladım.
Tüm bildiklerimiz ve olduklarımızla bütünleştiğimiz zaman, evrenin enginliğini, ruhumuzun yüceliğini beraber çalıştırabiliriz. Varacağımız alanın, bilerek değil, bilmeden yeteneklerimiz ve uzmanlık alanlarımızla dünyanın ihtiyacı olan bilgiyi sunmaya yaradığını anlayarak, doğru veya yanlış olarak nitelendirmeden, hikâyemizin bizi kullanmasına değil, bizim hikâyemizi kullanmayı öğrenmemize neden olduğunu anladığımızda, dünyada fark yaratma imkânı buluruz.
Namaste!