− Ay çok güzel olmuş oğlum, rengi de, ah kapüşonu da var.
− Kapüşonu yok anne, sen adamdan daha mı iyi bileceksin.
− Oğlum görüyorum bak, bu kapüşon.
− Vay, salak adam sattığı malı bilmiyor.
− Oğluuum, sen de giydiğin ceketi bilmiyorsun. Hi hi…
Farkındalık işte böyle bir şey. Bakıp görmemek, baktığımızı derinlemesine anlamamak. Anladığımızı ve gördüğümüzü sandığımızı başka şekilde yorumlamak. Yorumlarken, inançlarımız, duygularımız, duyduklarımız, gördüklerimiz işin içine giriyor.
Oysa ki Tanrı ile ilişkide bunların hiçbiri yok. Bir boşluk içinde, dünyevi bedenimizden ona göndereceğimiz bir sevgi ve tüylerimizin diken diken olduğu onun sevgisi.
Görmek yok, duymak yok,dokunmak yok, tatmak yok, koklamak yok, sadece hissetmek.
Görmek var, tatmak var, duymak var, koklamak var, dokunmak var, hissetmek var.
Hangisi var. Geri verme kaygısı taşımadığımız, onun her günkü mucizelerinin içinde alıp vermeden yaşadığımız bu dünyada, her gün ona dönüşümüzün yolunu açıyoruz. Su, elektrik, havagazı, sosyal tesis oturtuyoruz o yola, sonra bir sonraki aşamaya geçip yolu biraz daha genişletiyoruz, okullar yapıyor, okuyoruz. Unuttuklarımızı teorik olarak öğreniyoruz. Okullardan sonra yolumuza, binaların içinde öğrendiklerimizi uygulama alanı dediğimiz işlerimizi yaratıyoruz. Sonra bir yola daha geldiğimizde, aslında hiç bilmediğimizi, sadece verilen bilgiyle oynamayı öğrendiğimizi fark ediyoruz. Onu anlamayı değil onu kullanmayı öğrenmişiz, tanımamışız o bilgileri, onun duygularını, kokusunu, tadını, şeklini, sesini. Ya yeniden öğrenmeye koyuluyoruz burada ya da şehrimizin içinde kalıp oradan çıkmamayı kabul edip hayatımızı sürdürüyoruz.
Oysa daha ne görülecekler var bilmiyoruz. Tezimi hazırlarken, “Dua etmek Tanrı’nın bizi duyması, meditasyon bizim Tanrı’yı duymamız” diye bir cümle yakalamıştım.
Yoga ile meditasyon içine girmek, bizi günlük dünyevi hayattan çıkaran ve yaşamın ne olduğunu hatırlatan bir eylem.
Ötesinin bilgisini alıp ilerleme gücünü bulacağımız bir yer meditasyon, yoga olmanın yeri. Tanrı’nın bize sunduklarını görebildiğimiz, anlayabildiğimiz ve dünya üzerinde tekrar Tanrı’yı tanıdığımız bir alan.
Tanrı’nın sunduklarını her gün yeniden anlayabilmenin mutluluğunu keşfetmek dileğiyle günaydın.