“Kısık Ateşte 15 Dakika” filmi gibi hayatımız. Her dakika bin bir düşüncenin, bilinçli bilinçsiz seçimlerin, dış etkenlerin değiştirdiği bir yaşam.
Depremin alt üst ettiği, yaşamlara son verdiği bugünlerde, bir gün içinde annemin hayattan ayrılışı, kardan dolayı İstanbul’da kalışım, bir otelde mahzur kalmanın şaşkınlığını yaşayan kişilerle birlikte İstanbul’un bilmediğim yerlerinde yürümek…
Yaşamın değişkenliğini, her anın kendisine haslığını ve anın içinde nelere dikkatimin çekildiğini fark etmek… Hüzünlerle dolu bir anda karlardan çıkıp metronun girişini bulduğumuzda gülen yüzlerimiz. Her biri yaşanmışlık…
Günün her anına derinine bakabilmek, Fransızların “savoir vivre” dedikleri, yani yaşamı bilerek yaşamanın kendisi.
Yataktan kalkın ve etrafınıza yeniden aldığınız nefesle bakın…
Namaste…