Görünüşün ötesinde daha derin bir gerçek vardır. Dün gece “Lie to me” dizisini seyrederken Tim Roth hiç konuşmadığı bir kadına bakıp “Sizi anlıyorum, demediklerinizi içimde anlıyorum…” diyordu. İşte aynı böyle bir şey Yoga, Ayurveda ya da Vedik Felsefe: Yaşama biçimi.
Ta derinlerde kendimizin özünde ve içinde anlaşılması gereken evrenin kapısını aralamak gibi yoga ile uğraşmak. Gerçekliğin, bir başka yönünün olduğunu anlamak. Vasant Lad, “Ayurveda’nın Temel Prensipleri” kitabında gerçekliği bana göre şöyle tanımlamış: Salt gerçeklik tektir, ona doğruluk, dürüstlük adını verebiliriz; sonra bir gerçeklik daha vardır, o gerçeklik ise bulunduğumuz alan, bulunduğumuz konum, etrafımızdaki kişiler, onlarla ilişkilerimiz, oturduğumuz ülkedir. Güncellik ise duygularımızla bütün bu elementleri nasıl değerlendirdiğimiz, geçmişte aldığımız yaralar, ülkenin içinde bulunduğu duygu ve davranış durumu, toplumun kodlamalarıdır.
Bütün bunları ayrıştırabilmek, içinde kendimin bütün bu öğelerin içinden nasıl bir ben çıkarabileceğini bulmak ve bütün bu koşulların içinden o benin sadece bende olanı kullanabilmeme yardım edebilmesinin bir aracı ise yogadır. Yogayı anlamak değil yaşamak da bu yüzden 24 saat ibadet gibidir.
Cehaletin yok oluşu kendini tanımaktan geçer. Etrafımızdakilerin ne dediklerini gerçekten duymak, kendimi duymakla başlar.
Namaste…