Hayallerimizin peşinden gittiğimizi sandığımız bir yerde hayaller değişik haller alınca kendimizi bir anlık boşluğun içinde buluyoruz. Hayalin peşinden gidebilmek için hareket etmek ve onu oldurmak için çabalar gösteriyoruz. Bir yere geliyor tıkanıyoruz.
Hayalleri düşünmeden, neyi amaçladığımız tam bilmeden, ulaşmaya çalıştığımızın bize ne getireceğini bildiğimizi düşünerek, sadece olması gerekene doğru ilerlemek, yapılması gerekeni yapmaya çalışmak için sürekli bir çaba gösteriyoruz.
Dün bir öğrencimle ders yaparken, bir hareketin nasıl yapılacağına dair denemeler yapıyoruz, kendini gördüğü şekil ile hareketin olduğu hal arasındaki farkı fotoğrafladıktan sonra benim hayal ettiğim ve yaptığımı zannettiğim hareket aynı sizin duruşunuz gibiydi dedi.
Ne yaptığımızın farkına varabilmek için onu deneyimlerken, gerçekleri duyumsamayı öğrenmek gerekiyor. Gerçekleri görmek bizim için bazen yıkıcı oluyor ve gerçeğin içinde, duygularımızın selinde kayboluyuruz. Ya gerçeği aramaktan vazgeçiyoruz ya da yaptığımızın doğru olduğuna inanarak o hareketi sürdürüyoruz.
‘Eylemlerini samimiyet ve sorumluluk ile yapan kişi, eylemlerinin meyvelerini elde edeceğini görecektir.’ Patanjali II. Kitap 36.ncı ayet
Bedenimizin içinde neler yaptığımızı ve yaparken hangi uzuvumuzu nasıl kullandığımızı hissederek yapmak ile hareketi yaptığını zannetmek arasındaki farkı deneyimlemek, bizi yola çıkarır.
Siz hayallerinize ilerlerken neyi ne için yapıyorsunuz bir baktınız mı? Hayallerinizin sonucunda nereye varabilmeyi ümit ediyorsunuz? Duygusal yönden ve mantığınız ile bir daha bir bakmayı deneyin amacınıza ve hayallerinize.
Namaste..!