Vahiy olunan ilahi gerçeklere VEDA denir. Sanskritçede veda, “bilgi” anlamına gelir. Hindu ermişler bu bilgileri uzun bir süre yazmaktan çekinmişler ve sadece anlatım yoluyla sonraki kuşaklara iletmişlerdir. İnanışlarına göre vedalar insanlar tarafından yazılmamış (apaurusya) sonsuzluktan gelen bilgilerdir. Hindular bu bilgilerin kâhinler (rsi) tarafından “görüldüğüne veya duyulduğuna” ve bunların sonra ermişlere iletilerek bugünkü halini aldığına inanmaktadırlar.
Vahiy ile gelen bu vedalar Hinduizmi anlamaya yarayan çok önemli metinler olmakla birlikte, bazı Hindu kesimler için özel bir önem arz eden, Hindistan yerel lehçeleri ve özellikle de Tamil lehçesi ile yazılmış kutsal metinler de bulunmaktadır. Ayrıca bazı farklı Hindu uygulamaları, ya bu metinleri reddetmiş ya da tamamen kabul etmiştir. Vedalar daha çok Hindu kimliğini inşa etmek ve insanın kendini tanıması için yararlanılan bir kaynak haline gelmiştir.
“Rahman ve Rahimi deneyimlemenin bizim kendi içimizin en derinlerinde olan bir olgu olduğunu hiç bir zaman tam anlatamayacağız. Upanishad’lar, bizim kavrama yetimizi aşan, sessizliğin aleminden, insanı tekrar uyandırmak ve kendisine doğru yöneltmek için gelmiştir. Bir ermiş veya kutsal kitaplar gibi, insana ayna gibi ışık tutarak içindeki gerçeği görmesini sağlamak için buradadırlar. Onların saçtığı bu kıvılcım bir gün bir kutuptan diğerine kadar uzanacak ve her yer ışık halini alacaktır. İşte o zaman veli, öğrenci ve hatta kutsal metinler bir bütün olacaktır.”
Peder Le Saux / Swami Abhishiktananda