Rehabilitasyon, türkçe kelime anlamı ile eski haklarını geri vermek, yararlı duruma getirmek, iyileştirmek, tamir etmek anlamını taşıyor. Beynimizi de iyileştirmek aynı bedende bir kası iyileştirmek ve yapılandırmak gibidir.
Yapılabilecekler ile yapılamayacaklar arasında kaldığımızda, beynimizi tamir etmek de imkansız hale geliyor. Bizler sadece ihtiyaçlara cevap veren bir mekanizmayız. Eğer ihtiyacımızı bir şekil karşılayabilirsek, o zaman başka şekilde yapmaya niyet etmez ve durumu da değiştirmeyi, yeniden yapılanmayı, dönüştürmeyi hiç bir şekilde düşünmeyiz. İhtiyaçlar istediğimiz gibi karşılanmadığında kadercilikle, elden gelen bu deriz. Daha iyi imkanlara sahip olanları kıskanırız. Yapabilme yetisini değil, yapabilirliğini sonuç neden ilişkisine bağlarız.
İhtiyacımızın sadece bizim ihtiyacımızın karşılamasını, karşılarken diğer kişilere de yararlı olabileceğimiz bize öğretilmediği için hep karşı tarafın isteklerine odaklı bir çözüm bulma çabası içinde, içimin ihtiyaçlarını reddeder ve görmezden gelirim.
Kendimizin ihtiyacı sürdürülebilir, yeniden yapılanabilir ve yeni değerlerle kendimi ortaya koyabilir olmak. Bunu nasıl yapacağımı belirleyen ben değil de toplum olduğunda, benim yapabilirliğimde ortadan kayboluyor.
Yoga, meditasyon, masaj, müzik, resim, aromaterapi, akupunktur, kiyropratik gibi terapi biçimleriyle boş bir alana ulaşıp sinir ağını harekete geçirir. Yumuşar, güçlenir ve yeni bir algılamayla duyguların yeni değerlerle farkına varmayı sağlar. (Why isn’t my brain working ? Datis Kharrazian )
Yeniden denemeyi, anlamayı ve beni ben yapanı bilmeyi ilke olarak alabilme yeteneği de yoga yoludur.
Namaste!