Sinemada masalların da başka bir anlatımını olabileceğini gösteren, Angelie Jolie’nin oynadığı “Maléfice” filmini seyrettim geçen akşam. Hayatımızdaki tanımları, kavramları ve lazımları kısır bir döngü içinde ele aldığımızı fark ettim.
Biz, iyiliğin ve kötülüğün bir ayrımı olması gerektiğine ve bu ayrıştırma ile de içimizdeki iyiliği ortaya çıkaracağımıza eminiz. Adam öldürmediğimiz takdirde iyi insan olduğumuza, çalmadığımızda hırsız olmadığımıza, melek gibi olmak için hep gülümseyebilmemiz lazım geldiğine inandırılmışız.
Eğer şiddeti bilmezsek, kendimizi, ailemizi, çocuklarımızı veya kendi alanımızı nasıl koruyabiliriz ki? Aptalca davranmazsak nasıl olur da düşünceli davranmayı öğrenebiliriz ki? Kötünün iyiliği bilmemesi nasıl olabilir ki? Hepsini yaşamadan nasıl olur da bütünlüğümüzü ilan edebiliriz?
Korkularımız, lazımlar, lazım olmayanlar, dinler, dinsizler, hareketler, tembellik, hız, yavaşlık, her biri bir diğerinin tamamlayıcısı. Oysa biz bütünlük içinde olan bu kavramları zıt kutuplar olarak görmeye çalışmış ve onlara da sıkıca sarılmışız. Kötü nitelikler ve iyi nitelikler olarak ayırdıklarımız, bizim ne olduğumuzu unutma, sınırlı olarak olmama yoluna doğru attığımız adımlardır.
Olmama yolunda kendi kendini yok eden birer makine haline geliriz. Kendini yok edici makinelerimiz, aslında iyi veya kötü olarak adlandırdığımız bütün hareketleri sadece ve sadece dikkat çekmek için yapmamızı sağlar. Sonrasında alışkanlık ve bağımlılıklara ve “keşke…”, “bu olsaydı…” dedirten duygusal bir hale dönüşür. Fiziksel, ruhsal ve zihinsel olarak yiyip bitirir bizi.
Bütün olmak, tüm benliği tanımaktır, benliği tanıyıp onun gücünü görüp, kalben hissedip neyi ne zaman kullanacağına karar verme gücüne sahip olmaktır. Tanrı’nın sadece insana bahşettiği karar verme gücüne, yaratma hakkına ve yok etme hakkına sahip olmaktır.
Yoga; bütünlüğümüzü, kitaplarda, yaşamda, matın üstünde, matın dışında aradığımız ve bir savaşçı edasıyla ufkumuzu genişleten, matımızın sınırlarını sonsuzlaştıran yaşam sanatıdır. İyilikleri, kötülüğü yok etmez, hastalıkları iyileştirmez, sadece bizi yaratıcı olarak zenginleştirir. Deneyimlerimizi zenginleştirdiği gibi, bizleri kölelikten kurtarıp
gören gözler, duyan kulaklar ve yaratan kutsal varlıklar haline dönüştürür.
Namaste…