Kale almamak, türk dil kurumunun sözlüğüne göre önem vermemek, hesaba katmamak, sözünü etmeye değer bulmamak, demek. Kale almamak sözünü yaşamın içinde pek kullandığımı hatırlmıyorum. Ancak kale almamak bir duruşmuş, bir tutum, bir oluş hali imiş. Bazen hiç kale almadığımızı zannettiğimiz şeyleri kafamıza takıp, takdığımızı bile fark etmeden içimizi öfke ile doldurup, bazen de hakikaten önemli olan şeyleri hiç kale almadan geçtiğimizi fark eder oldum.
Kendi yaşam tarzımız ve kendi hareketlerimizle, yaşamımızı kale almadan, gelişimimizi kale almadan, değer verdiğimiz ve değer vermediğimizi söylediğimiz herşeyi ya yıkıp bozuyoruz, ya da fark edip değişik bir açıdan bakıyoruz.
-Bir listesini yapsanız neleri kale aldığınızı ve neleri kale almadığınız.Kale aldığınızda neler hissttiğinizi ve kale almadıklarınıza nasıl davrandığınızı ! Bu olaslıklarınızı ve nasıl bir örgü içinde ilerlediğinizi gösterir. dedi Özge Hanım.
Ne kadar zormuş önem verdiklerime, önem adledmemdiğimi düşünmek, önem adledmediğim şeylere önem verdiğimi bilmek.Yoga, zihindeki kibiri temizlemeye, her hareketin kaynağını bulmaya, bilincin içine tıkıp bir yere kaldırdıklarımızı tekrar karşımıza çıkarmaya yarar. Bütün bu bilincimizin altında gizli olanları ortaya çıkarmak ise, “içimizdeki ışığın, fitilini, yağını ve ateşini bir araya getirerek,yanmasına neden olur” diye yazmış İyengar, Light on the yoga Sutras of Patanjali adlı kitabında.
Her hareketimiz, her düşüncemiz, her sözümüz bir olur. Yalan yok olur, nezaket ortaya çıkar, kullanmayı bilmediğimizi düşündüğümüz ya da olmadığını düşündüğümüz niteliklerimiz kendiliğinden ortaya çıkar ve kullanım için olasılıkları filizler.
Ancak nelerin o zihinde oturduğunu, ne zaman oraya kök saldığını,içeride kök saldıktan sonra çürüyüp çürümediğini fark edemezsek, herşeye rağmen, aman canım neyse, bi de onun istediğini yapayım dersek, o zaman kısıtlı bir alanda yol almaya, özgürlüğümüzü, deneyimleme ve dönüşme şansımızı da kaybederiz. Bu bocalama bizi sürekli bir kavgaya, reddetmeye, bir yadsımaya, karşı çıkışa, hayatı hep şakayla karışık yaşamaya, kendi içimizde kalmaya, ya da sadece bir kişiye ya da oluşa bağlı bir şekilde yaşamaya sürükler.
Farkına varmak bizi erdemli, dürüst,temiz ve hünerli bir şekilde ve katlanarak çoğalan bir bilgiyle ve zeka ile ruhumuzdaki ateşi sürekli canlı tutarak yaşamaya sevk eder.
“Yoga, yoganın öğretmenidir; yoga sadece yoga ile anlaşılır. Yoga içinde yaşayın ki yogayı yaşayın ki yogayı anlayabilesiniz; yogayı yoga ile kavrayın, onu kale alın. Kendiniz olduğunuzu sandığınızın yoga ile içinden geçerek olduğunuza ilerleyin.” Light on Yoga Sutras of Patanjali-Iyengar
Namaste…!