Editörüm Gaye Dinçel’le konuşurken “Sen söylüyorsun yazılarımın seni düşündürdüğünü, başkaları da üzerine düşünüyor mudur acaba?” diye sordum. “İstersen bir anket yapabilirsin” dedi. “Sen ne zaman yapmak istersen söyle anlatırım nasıl yapılacağını” diye ekledi.
Geçen yazıma Ferhan Hocam yorum yaptı. Öncellikle çok sevindim, like’tan fazlasıyla karşılaştığım için. İletişimsiz geliyor İnstagram aslında bir anlamda, sadece like’lar olunca.
Şimdilerde gittiğim psikiyatri hastanesindeki yoga derslerimde, Zülfü Livaneli’nin dediği gibi, “Kimbilir hangi birikmiş olayların ruhuma yansıması bu” diye hareket etmekte zorlanan kişilerle çalışırken, düşündüğüm şu: Hepimizin içimizde sakladığı, bazen kenara koyduğu, bazen düşünmeden edemediği, bazen de tamamen unutmak istediği olaylar var. Bunların bedenimize yansımaları ise inanılmaz, sadece yaşlılar değil çok genç insanlar da bundan zarar görüyor.
Konfor alanı mı dersiniz, “Ben aştım” mı dersiniz, nasıl tarif edersiniz bilmiyorum, bunları gizli tutacağınız bir deftere yazın. Her sabah kaktığınızda yazın, içinizde geceden bu yana sakladıklarınızı. Bir hafta boyunca sadece yazın ve bir hafta sonrasında bir okuyun kendinizi. Sonra yine yazmaya devam, belki benim gibi terapistinize anlatmak istersiniz içinizde birikenleri, belki de en yakın sırdaşınıza…
Bu yazdığınız sayfalar içinizdeki beni ortaya koydukça ve siz kendi öz halinizle karşılaştıkça, kendi bedeninizi yani temelinizi, kendi gücünüzü yani yaratıcılığınızı hissedecek ve kendinizi yeniden doğurma fırsatını bulacaksınız…
Namaste!