Tapah svādhyāyeśvara pranidhānāni kriyā yogah. – Acıyla saflaşmayı, ilahi kitaplardan ilerlemeyi öğrenip Tanrı’ya teslimiyetle bağlandığımızda, yoga hareketlerini uygulamaya koymuş oluruz.*
Patanjali, Yoga Sutraları İkinci Kitap II.1
Kriya Yoga terimi,
tapas, svādhyāya ve
İśvara pranidhāna kelimelerini de kendi içinde barındırır.
Tapas, “küçük düşürme” veya “konforsuz ve dünyevi zevklerden yoksun bir yaşam” gibi tercümeleri yüzünden yanlış anlaşılmaktadır. Oysa ki Tapas “yakmak veya sıcaklık üretmek” demektir. Yanan herhangi bir şey arınır.
Altını ne kadar çok ısıtırsanız, onu o kadar arı, saf hale getirirsiniz, işte aynen Tapas kelimesi de bu anlamı açıklamaktadır.
Peki bu yanma hali bizim saf olmayan zihnimizde nasıl meydana gelecek?
Lord Krishna, gerçek saflığı 3 gruba ayırmıştır; fiziksel, sözsel ve zihinsel.
Temzilik, ibadet, dürüstlük, bekâret ve zarar vermeme, bunlar vücudumuzun saflığıdır. Fiziksel tapasyalar hiç bir zaman yasak olan kuralları anlatmaz, onlar bastırılması gereken duygulardan bahsetmez. Onlar sadece, aşırılığa kaçmaktan bizi alıkoymak için buradadırlar.
Sükünet, doğruluk, hoşluk ve yarar; bunlar da sözsel saflıktır. Doğru olan her şey bazen kulağa, zihne ve bedenimize güzel gelmeyebilir, ancak biz düzgün, dürüst ve iyi bir biçimde ruhumuzla anlatırsak söylediğimiz doğru sözler hiçbir zaman yanlış anlaşılmayacaktır.
Zihinsel temizlik ise zihnin huzuru, iyi kalplilik, disiplin, doğal saflıktır.
Svādhyāyayani bilim, ilim. İlim, eğitim, zihnimizi geliştirecek her türlü konunun araştırılmasını sevgiyle yapmayı öğütler. Binlerce kitabı sadece gözden geçirmek yerine, birkaç kitabı gönülden anlamayı ifade eder. Hiç çocuk olmamışsanız çocuk olmanın ne demek olduğunu, hiç yılan olmamışsanız yılan olmanın ne demek olduğunu nasıl anlayabilirsiniz? Onlar hakkında okuyup onları severek, onlar olmaya çalışarak. Birçok insan yürüyen kitaplıklara benzer ve biliyorum kelimesi onların amentüsüdür, ancak bu onların her türlü bligiyi uyguladığı, anladığı ve yaşadığı anlamına gelmez. Doğrulukla “ÖTESİNİ” bulmaya çalışan ise okuduğunu ve öğrendiğini kalbiyle, bedeniyle, zihniyle anlamış olandır.
Kriya Yoga’nın son gereği ise en kolay ve en zor olanıdır; TESLİMİYET, kendini yüce TANRI’ya adama, RAB’ı bilme. Eğer söylediğimiz her sözün, her hareketimizin ondan geldiğini bilir, iyi ve kötüsüyle her şeyin ondan geldiğini bilerek teşekkür edersek o zaman teslimiyeti yaşarız.
Bizi her sefer biraz daha ileriye taşıyacak en iyi yoga, daimi huzuru, mutluluğu ve neşeyi hissettirecek yoga, kendimizi yaşama adamak, insanlara adamak ve Tanrı’ya teslim olmakla gerçekleşir.
Namaste…
* Anladığım ve hissettiğim şekilde çevirdim. Daha iyi bir çevirisini bilen varsa paylaşsın lütfen.