Mucize
Geçen cumartesi ve pazar günlerini “Dune” filmleri ile geçirdim. İki yeni versiyonunun yanı sıra 1984 yılında David Lynch tarafından çekilen ilk film de dünyanın şu an içinde bulunduğu hali değişik şekillerde ortaya koyuyor.
Bu filmler, biz insanların anlatılan eski efsanelerin gerçekleşmesine, mucizelere ve onları gerçekleştirecek bir lidere ne kadar ihtiyaç duyduğumuzu gösteriyor.
Bizler hep birinin bir şeyi bize söylemesini beklediğimizi, onun söyledikleriyle harekete geçmenin ne kadar kolay olduğunu fark etmiyoruz. Oysaki onların söyledikleri ile girdiğimiz yolda neler yaşadığımızı veya yaşamadığımızı dikkate almadan, yaşadığımızı fark etme yeteneğimizi kaybediyoruz. Halbuki o efsaneyi gerçekleştiren liderin arkasında duran her bir bireyin özelliklerinin mucizenin gerçekleşmesine neden olduğunu, yani kendimizi unutuyoruz.
Oysaki her birimiz birer roman yazarıyız, kendi hikayemizin yazıcısıyız. Bedenimizle, aklımızla, ruhumuzla bu dünyanın en küçük parçasına bile katkıda bulunuyoruz. Yaptıklarımızı bilinçli bir şekilde yapabildikçe ve deneyimlerimizi, beklentilerimize göre değil de olanların bilinciyle ve yapabilirliklerimizin farkındalığıyla gerçekleştirdikçe, bedenimizin ve dünyanın içinde özgürlüğümüzü yaşar hale gelebilme imkanına sahibiz.
Her akşam yatmadan günlük tutun, kısaca yazın: Seyrettiğiniz filmden kalanlar, işinizle ilgili beklentileriniz ne oldu ve gün içinde bunlar sizi nasıl etkiledi, sevgiliniz veya eşinizin eylemlerinde neler sizi sarstı… Sabah kalkınca yazdıklarınızı okuyun.
Kendi dünyamızı anladıkça içimizdeki mucizeyi buluruz.
Namaste…