“‘Ben insanlığın yeni bir şeye hazır olduğuna inanıyorum.’ dedi. ‘Yalnız hırsızlık etmemeye, adam öldürmemeye, iyi bir vatandaş olmaya değil… Bunun ötesinde bir başka şeye. Yeni ve başka ödevleri yüklenmeye hazır olduğuna inanıyorum insanlığın. Yeni bir duyarlılıkla vicdanımızın bize gösterdiği yeni işleri başarma isteği.’” Elio Vittorini – “Sicilya Konuşmaları”
Bugünlerde deprem ve sonrasından bahsediyoruz sürekli; aslında depremin getirdikleri, aynı korona virüs pandemisi gibi, bizi yeni bir yaratımın içinden geçmeye hazırlıyor. Öfkenin altında saklanan üzüntülerimizi birleştirdiğimizde, birliğin içindeki dayanışmayı hissetmeye başladığımızda ve çevresini sevgi ile sardığımızda, bilinçsizliğin sınırlarından bilinçli bir oluşumun sınırlarına doğru yol almaya başlarız.
Her ne kadar kemersiz olarak tam yapamasam da, Natarajasana pozu bedene dinginlik getirirken, dinginlik de yeni bir vizyonun kapısını açıyor. Yıkımın tanrısı Shiva evreni paramparça edip toz bulutuna çevirdikten sonra küllerinden doğan bilinçli bir oluşuma yer açıyor ve aynı zamanda bizi değişimin korkularından da özgürleştiriyor.
Natarajasana, kendi korkularımızın, endişelerimizin üstesinden gelerek, yaratıcılığımızı tekrar keşfederek konfor alanımızın uçlarına gidebilmeyi ve her birimizin kendi dünyasında yaratacağı değişimin sözlerimize ve eylemlerimize yansımasına yardım ediyor.
20’li yaşlarımda olsaydım ve paramla imkanlarım olsaydı neler yapardım bugünün dünyasında? Peki 60’lı yaşlarımda olsaydım ve aynı şekilde paramla imkanlarım olsaydı neler yapardım? Bu soruları bir cevaplayın. Sonra bunların hangisini yapabilme imkanını kendinize vermediğinize bir bakın. Şimdiki imkanlarınızla neler yapabileceğinizi görmek ve belki de yapmak için kendinize izin verin.
Namaste…