“Olgunlaşmak, içten gelen bir arzu ile büyümeyi ve kendini büyüterek özgürleşmeyi gerektirir.Olgunlaşmak, içinde herkesin rahatça serpilip büyüyebileceği bir dünyayı yaratmanın hikayesidir.” Anonim
“Birisi olmak” idealinin üstüne bir çizgi çekmektir” diyor psikanalist François Ladame. Olgunluk her ne kadar doğal ve aynı zamanda sosyal yaşantının bir parçası ise de, olgunlaşmak aynı zamanda ruhani bir yolculuktur. Bir tam olamamışlık, bir tamamlanmamışlık yerine, bir tamamlanışın, bir bütünlenişin hikayesidir olgunluk. Günümüzün filozoflarına göre olgunlaşmak , varoluşla ilgili bir eğilimdir, hayatın içine deneyim kazandırırken, kişiye ve etrafına sorumluluk getirir ve uygulayana da bir özgünlük verir.
Bana göre olgunluk, yoganın etik kurallarının ilki olan Ahimsa’dır. Her ne kadar çoğu tercümeye şiddetsizlik ilkesi, bazılarına göre empati olarak girse de, olgunluğun en ilk şartı bence Ahimsa.
Ahimsa, yaşam içinde yaşama karşı cesaret geliştirmeyi gerektirir, cesareti geliştirirken, fikirlerimiz, dünyamız ve çevremiz gelişir. Dünyamız geliştikçe kalbimiz gelişir, kalbimiz geliştikçe dünyada olan biteni sindirdiğimiz bir bakış açısı geliştiririz. Sindirmek için kendimize, dinlemeye, dinlemek için zamana, dinlerken anlamak için araştırmaya, araştırırken yeni fikirler üretmeye zaman yaratırız.
Zamanın içinde kendimizi neden olanlar karşısında çaresiz hissettiğimizi anlamaya başlarız. Çaresizlikte kendimizi, güçsüz, kurban edilmiş, öfkeli ve hayal kırıkları içinde buluruz, ve olası yapılabilecekleri ve nerede saplanıp kaldığımızı gözden kaçırırız. Bütün dengemizi yitiririz.
Dengemizi yitirdiğimizde de ne kendimize, ne de etrafımıza, çevremize ya da dünyaya nasıl davrandığımızı fark etmeyiz.
“Kendi hayatımıza ve yaptıklarımıza derinine ve cesaretle bakmayı reddettiğimizde, kolayca hem kendimize hem de diğerlerine bilmeden şiddet uygulayabilir ve hem yaralanabilir, hem de yaralayabiliriz. Ve hatta yardım edip, düzgün davrandığımızı zannedip, kendimizi aldattığımızı bile fark edemeyebiliriz.” Deborah Adele – Yamas and Niyamas kitabı.
Her zaman bildiğini zannetmek veya olması gerekeni yapmak ve başkalarını da bu doğrulara inandırmak ve onların iyiliğine olduğunu iddia etmek de şiddetin başka bir şeklidir. Kendi gözlerimizle dünyayı yorumlamak yerine olayların bin bir şekilde algılanabileceğine dair bir anlayış geliştirip, kendi fikrimizi dayatmadan olayları akışına bırakıp, ne olacağını izlerken kendi içimizde yaptıklarımızdan memnuniyet duyarak ve özgün halimizde kalmanın huzurunu yaşayabilmek olgun olmayı ve Ahimsayı gerçekleştirmeyi mümkün kılar.
Ahimsa özgürleşmeyi, olgunlaşmayı ve deneyimleri çoğaltarak yeniyi yaratabilme gücünü kazandırır.
İçimizde özgürleşerek, dünyayı esaretten kurtarabilmek dileğiyle…
Namaste!