Örgü örmeye başladım geçenlerde, henüz collage’larım istediğim gibi olmayınca bildiğim bir şeyi deneyimleyim dedim. Unutmuşum seneler oldu örgü örmeyeli sormadığım kişi kalmadı, lastik nasıldı ben bir tek haroşo’yu hatırlıyorum. Başladım olmadı yok mükemmel olmalı, doğru yapmalıyım: Dikkat et, derken 5 kez söktükten sonra biraz daha profesyonel oldum zannettim ve sökmeden bazen ilmek kaçırarak, bazen ters düzün yerin değiştirip lastik örgüyü bozarak devam ettim. Görenler motifli örüyorsun adını taktı. Başta yok yanlışlarım onlar desemde şimdilerde ilmek ilmek yanlış olanların nasıl olduğuna bakıp başka bir şekil verebildiğimi görüyorum.
Bedenle ve özümle çalışmak da ilmek ilmek oluyormuş. Her gün bir ilmek, bir veya bir kaç hareket, iki üç ilmek, yeni bir açılım. Asanalar gibi hayatta her gün yeni bir ilmek, denemenin verdiği bir haz, yeniden korkmanın verdiği heyecan ve endişe.
‘Dünyada iki tür insan vardır; Yaşayanlar ve Yaşayanları seyredip eleştirenler. Seyretmek ölümü, katılmak ise yaşamı simgeler.’ @psikologdamlataskin – instagram
Ben hayatı yapılıp bitirilmesi gereken görevlerden oluşan bir yapı olarak ele almıştım. Bedeni de aynı şekilde öğrenen ve öğretilenleri tekrarlayan bir yapı olarak gördüğümü fark ettim. Oysa ki yapılar binlerce, korkudan doğan endişe ile yapılan bir hamle bir ilmek, kırılılmaktan korkarak kaçıp gitmeler bir ilmek, kırgınlıkların ortaya çıkışında sökülen bölüm gibi gelen bir duygu seli ve yeniden diğer uçtan başlamak bir ilmek. Sonra aradaki boşlukları görüp onlar için yolu tekrar gitmeye ve tekrar baştan başka ilişkilerde yaşamayı deneme bir heyecan, bir ilmek. Bitirişler ölümü, deneyişler yaşamı ve ve yeniden doğuşu simgeler.
Kazağın bitişi ile ne yol, ne yapılar bitmiyormuş. Yenilerini yeniden yapabilmek için deneyime açık olmak yeni bir yaşamın, yolun, örgünün başlayışı.
Hayat hiç bitmeyen bir yeniden deneme döngüsü. Yaşayabilmek için sadece yeniden denemeye niyet etmek ve olanın içinde bana katılan parçalarımı görmeyi, gözlemlemeyi ve onlardan ibaret olmadığımı hatırlamam gerekiyor. Aynı bedenimin kısıtlı bir şekilde oturmaya, yürümeye yarayan bacaklarımdan, taşımaya, tutmaya, yazmaya yarayan ellerimden ve yiyecekleri sindirmeye yarayan bir mide, boşaltıma yarayan bağırsaklarım, sadece havamı temizleyen akciğerlerimden ibaret olmayıp benim bütün yaşam döngümü, duygularımı, algılarımı içinde barındırarark benimle deneyimleyen bir canlı olduğumu hatırlamam gibi.
Şükürler olsun yaşamın tadını her gün farklı bir şekilde algılayabildiğimiz için….