Yamalar, etik ve ahlaki kurallardır. Aslında bütün kuralların da içinde barındığı en önemli birinci kuralı ise AHİMSA yani şiddetsizlik, kendine ve başkalarına sözle, düşünceyle hareket ile zarar vermemek.
SATYA da kendimize, benliğimize, düşüncelerimize ve duygularımıza karşı dürüstlüğü gerektiriyor. Yani bütünün farkındalığını, detayın farkındalığını, duyguların değil olanın içindekini olduğu gibi algılayıp, bunları tam olarak kelimelere dökebilmeyi gerektiriyor.
− Anne Fransızca hocası çok salak, gerçekten hep Fransızca konuşuyor, sanki biz hepsini anlamak zorundaymışız gibi…
Bir an durdum, söyleyeceğim her söz için bir anlık bir zaman.
− Ben anlayamadığım için sana bir iki soru sormam gerek, adamın hakkında dedikodu yapıp sövmem mi yoksa sana sarılıp üzüntünü fark etmem mi gerek?
Kızım durdu, benim işe yeni başladığımı anlar edasıyla,
− Sadece beni dinle, dedi.
Dürüst olabilmek için anlamak, duyguların ötesine geçip sorabilmek, sorarken basit, sade ve kelimelerin anlamlarını hakikaten kalpten hissederek söylemek, işte tam da SATYA.
Satya bazen susmayı, bazen beklemeyi, bazen de sormayı gerektirir. Satya aslında bizim bize davranışımızdır. Kendimize ne kadar dürüst, ne kadar anlayış ile yaklaşırsak o zaman sevgi ile yakınlaşır ve kelimelerin içindeki sevgi dolu müziği dinlemeyi öğrenebiliriz.
Hayat altın aramaya benzer, içindeki bütün pislik, taş, toprak, kalıntı, yağ, tortu ayıklanmadan altına ulaşılamaz. Hayat da aynen bu şekilde özen, dikkat, disiplin, ayrıştırma ve kalpten inanç ile yaşanırsa değeri fark edilebilir hale gelir.
Altın kalbin arayışını her gün yeniden başlatabilme gücünü bize bahşettiğin ve mucizelerin gücünü bize öğrettiğin için sana şükürler olsun.
Om shanti.