Bir şeyleri yaparken her zaman bir şeylerin bize söylenmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu inançtan dolayı söylenmeyenler olunca da bunu ya da şunu belirtmediğiniz için ben de yapmadım, diye karşı tarafı suçlayabiliyor ve kendimizi aklayıp iyi hissetmeye çalışıyoruz. Ancak bir türlü içimizdeki rahatsızlık hissini kenara bırakamıyoruz.
Özerkliğimizi kullanmak yani kendimizce bir yol bulmak, soru sormak ve cevaba göre kendi yolumuzu bulmak, bize kendi ihtiyacımızı karşılayabilme yetisini verir.
Özerk olmak, bize diğerlerinin fikir ve isteklerini önceliklendirmeden kendi ihtiyaçlarımıza göre karar verme ve kendi yaşamımız üzerinde söz sahibi olma hakkını tanır.
Aynı zamanda özerk olabilme yetisini elde ettikçe, her gün yeniden hayal etme imkanına sahip olurken, meraklı bir öğrenim sürecinin de başlangıcına erişiriz.
Öğrenim sürecine bakarken her sabah, kollarım ne kadar yukarı uzanıyor, bacaklarımın arası ne kadar açılıyor, kendimi mutlu bebek pozunda ne kadar sallayabiliyorum ya da kaplumbağa pozunda ne kadar yere yakınlaşabiliyorum diyerek şekil değiştirme, kendimi dönüştürme ve oyun oynama gücümü keşfediyorum. Aynı kili işlerken onunla ilişki kurup onu şekilden şekle sokabilmek gibi özerk olabilmek, bana uymadığında yeniden şekil vermeye başlıyorum.
Merakla hayata sarılıyor musunuz? Kendi hayatınızı, kendi ihtiyaçlarınızı nasıl karşılıyorsunuz, bir bakın bugün.
Namaste…