Eylül ayında yazdığım konulardan biriydi nefes. Nefesin her gün şükran ile alınabilecek en güzel hediye olduğunu daha iyi kavrarken, onu derinlemesine anlamak istiyorum. Doğuluların dediği gibi biz batılılar zihin aracılığıyla mevcudiyetimizi hissedebiliyoruz ve devamlı kitabi ve deneysel araştırmalarda bulunarak derine gitmeye uğraşıyoruz.
Oysaki her birimizin nihai görevi tekrar evin yolunu bulmak. Ne demek ev yolunu bulmak? Tekrar geldiğimiz evrensel bilincin bir parçası haline gelip enerji halimizde tanrının kucağında yerimizi tekrar alabilmek (teorik olarak Doğu felsefesinin ve dinlerin anlattığı eve dönüş yolculuğu).
Evrensel farkındalık, bilinç, işte bu yolculuğun son noktası. Bu yolculukta kullanacağımız araç ise pelvisimizin tabanında bulunan yılan görünümlü Kundalini. Kundalini farkındalığını uyandırmak ve onu, 7 enerji noktasından ve 108 nadi yani sinir ağından geçirerek evrensel bilince ulaşmak bizim nihai amacımız.
Yılanın 7 enerji kanalından geçirilmesinin anlamı ise farkındalığımızın yükselişi, insan olarak ariflerin menkıbelerini teker teker atlamamız; yani hayat okulunu ve üniversiteyi, masterı ve dünyada bulunan bütün diğer okulların sınavlarını anlayarak bitirmemiz.
Kundaliniyi uyandırabilmek, cesaretlendirip destekleyebilmek için Pranayı yani yaşam gücümüzü de uyandırmak ve desteklemek gereklidir. Pra hareket etmek, Na sürekli anlamına gelir.
Sanskritçe adıyla Shushumna kanalı, anatomik olarak omurilik diye bildiğimiz ince boru aracılığıyla sinirler ya da nadiler, vücudumuza dağılırlar.
Bütün bu uyanış için, Pranayama (yaşam gücünün kontrolü), Asana (duruş eğitimi), Vinyasa Krama (asanalarla yapılan akıcı hareket dizileri) ve Kriya (temizlik) sayesinde nadilerdeki (sinir ağımızdaki) düğümler çözülüp enerji akışımız serbest hale gelir.
Bilinçli, farkında bir duruş ancak nefesin kontrolü ile mümkün olabilir. Prana ve yama olarak ikiye ayrılan kelimenin sözlük anlamı: Prana sürekli hareket, yama ise sınırlarını belirleme, kontrol anlamında kullanılır. Pranayama ayrıca, Prana ve Ayama kelimelerini de içerir; Ayama sınırsız, sonsuz anlamına gelir.
Bir türlü tam olarak anlayamadığım “Dualite” olarak algıladığımız tekliğin başlangıcı, yani dengenin oluştuğu hal de işte tam burasıdır.
Çözemediğimiz soruları ancak deneyimleyerek akışta anlayabileceğimizi, bakış açılarımızı sınırlamak yerine sonsuzluğa yelken açmayı ancak ve ancak nefes ile öğrenebiliriz.
Son nefesimizi verene kadar, nefesimizle bir bütün olabilmek dileğiyle…