Planlı ve farkında olarak yapılan nefes alış verişlerinde, kilitler adı verilen Bandha ve mühür adı verilen Mudraların kullanımı ile nefesi, plansızca hareket eden bir enerji halinden akması gerektiği yola sokarak akıtmaya PRANAYAMA denir.
Pranayama’yı tanımlayabilmek için ilk olarak, her gün, her saniye, her salise nefes alıp verdiğimizi fark edip bunun işleyişi için şükretmek gerekir. Bizim her gün, her saniye, her salise aldığımız fakat farkına bile varmadığımız nefesimiz, omurilik soğanı olarak anılan medulla oblongata yani ilkel beynimiz tarafından kontrol edilir. Bu organımız, istemsiz çalışan bütün iç organlarımızı yönlendirir.
Nefes alış verişi ve düşünme arasında çok benzer özellikler bulunur;
- Nefes ve düşünce gözle görülemezler.
- Sadece etkileri ile fark edilebilirler.
- Hızlı ve farkında olmadan alınan nefes strese neden olur.
- Hızlı ve farkında olmadan verilen kararlar strese yol açar.
Oysaki her ikisi beraber berrak bir su gibi yavaş ve su yolunda aktıklarında ortaya bir mucize çıkar.
Şu sıralar bir yandan Ferhan Hocam ile Ankara’da, diğer yandan Dr. Frawley’nin Kripalu Okulu’nda uzaktan Ayurveda Danışmanlığı eğitimini almaya ve Ayurveda’yı kıyısından köşesinden biraz olsun öğrenmeye çalışıyorum.
Ferhan Hocam’ın bize ilk sorusu “Dosha nedir?” oldu. Bu soru hakkında onun notları, Dr. Frawley, Vasant Lad ve diğer bir kaç bilindik ve bilinmedik kaynaktan cevap bulup yazdım. Hocam Dosha’nın açıklamasını kısaca şöyle yaptı; bizim hastalıklı halimiz. Bu ne demek dediğimizde ise varoluşumuzdaki halimizden uzaklaşmaya başladığımız anda oluşan hal olarak cevapladı.
Varoluşta akan enerjimiz ve nefesimizi duyularımızın gördüklerine göre değil, aktığı su yolunda bırakarak hayata gözlerimizi açıyoruz. Her gün o anlayışla nefesimizi geçmesi gereken yollardan alıyoruz. Büyüdükçe olaylara, doğaya, olanlara göre düşünce şekilleri belirledikçe, nefesimizi de ona göre şekillendirip olduğu yoldan çıkarıyoruz.
Nefes artık beden, zihin ve ruh arasında bir bağlantı olmaktan çok sadece ilkel bir şekilde istemsiz hareketlerimizin bir parçası haline geliyor. Ancak gözlerimizi kapayarak asanaları yaparken, meditasyon sırasında gözlerimizi kapadığımızda, tekrar onu sakinlik içinde biraz olsun yoluna sokabiliyoruz.
Hayatı belki sonuna kadar hep çözmeye çabalayacağız, oysa bırakabilsek de olması gerektiği gibi işlese, her günün bir mucize olduğunu yaşayarak anlayabiliriz.