Nefesin ne kadar önemli olduğunu hepimiz bilsek de, ne kadar nefes alıp almadığımıza pek de dikkat vermiyoruz. Psoas kası ile çalıştıkça kendim için aslında nefes vermenin ne kadar da zor olduğunu fark ettim. Nefesi vermek için bayağı bir güç harcamak, göbek deliğini iyice omuragaya doğru bastırmak derken bir anda nefes vermekte zorlandığımı anladım. Yani her temiz enerji girişine karşılık bir pis enerji çıkışı sağlanmıyordu. Sigara içtiğim zamanları düşündüm en azından dedim o zaman giren pis enerji, uzun süre dışarı üflediğim pis enerji ile birbirini karşılıyordu.
Sonra öğrencilerimden rica ettim nefes alıp vermelerini, herbiri nefesi tam da veremediklerini fark ettiler. Iyengar « Light on Pranayama » kitabında Pranayama’yı (prana yani enerji, yaşam ya da nefes ve ayama ise kontrollünefes alışverişi) şu şekilde anlatmış « nefes alış, ; özün enerjisinin içe alınışıdır, nefesin tutulması öz enerjinin tadına varıştır ve nefes veriş ile bütün düşünceler, bütün duyu ve duygular dışa bırakılır ve akciğerler tamamen boşaldığında ise kişi kendi öz enerjisini kucaklar. »
Koşuşturmakla geçen bir hayat içinde tadına varmamak için uğraşır gibiyiz kendimizin, özümüzün, diğerlerinin ve evrenin. Ne kadar nefes alıyoruz, ne kadar onu içimizde tutuyoruz, hakikaten onu içimizden tam çıkarıyor muyuz? Yoksa yaşanmışlıkları tam olarak yaşayamadığımız için tam nefes verip hepsini atmak mı istemiyoruz! Tutunup onları bir şekil yaşayabilmek için her gün yeniden mi çaba harcıyoruz? Aynı döngüleri yaşayıp yaşayıp olması gereken şekline getirme çabası mı veriyoruz?
Gün içinde bir an durun ve bakın nefesinize yumuşacık akıyor mu ? Nefesinizi tuttuğunuzda yaptığınız işin tadını, kokusunu, görselliğini, dokunuşunu ve tınısını hissediyormusunuz? Nefesi verince ve ciğerleriniz boşaldığında eyleminiz özünüzle bağdaşıyor mu ?
Bugün bir kaç kez duraklayın ve gerçekten nefes alıyormusunuz bir bakın..Hayatın gerçek anlamı bizim hayatımızın içine akıtığımız özümüzle şekillenir. Özümüzün içinde olanları keşfettiğimiz her an yaşamın varlığına dokunduğumuz andır.
Namaste..!