İnsan olmanın anlamı ve bilişsel kavrama beden ile bağlantılı bir süreçtir. Beden var oluşun somutlaştığı alandır. İçerisinde hayallerimizi, otantik hallerimizi, duygularımızı ve duyularımızı, gerçirdiğimiz deneyimleri barındırır.
Bizler düşünmeyi, deneyimlemeyi, hissetmeyi bedenimizin içinde gerçekleştiririz. Her duyguyu içimizde hissettiğimizde bu direk olarak bedenimizin duruşunu da etkiler. Duruşun etkilenişi bedenin içinde, beynimizde ve organlarımızda da değişikliklere neden olur.Bedene yansıyan bütün duygular düşünce şeklimize ve deneyimlerimizi gerçekleştirme şeklimize de yansır. Bu geri bildirim sadece bir deneyimde değil hayatımızın diğer deneyimlerini de etkiler.
Sonrasında geri kalan duruş bozukluğu artık birbirini karşılıklı etkileyen bir yapı oluşturmaya başlar, zaman içinde nefesi, hayalleri, umutları, beklentileri ve hayatımızın akışını bozar.
Yoga hareketlerini yaparken, bizler müziğin ve nefesin ritmi içinde kaldığımızda tekrar yaratıcılığımıza geri döner ve yeni yollarla hayatımıza bir anlam verebileceğimize dair bir inanç, bir bilinç geliştiririz. Bugüne kadar gerçekliğimizi oluşturan yanılsamalardan kurtulur ve içimizdeki otantik olan güce tekrar erişme yeteneğine ulaşabiliriz.
Bedenin tekrar rahat hissetmesi, ağrıların azalması, duruşun değişmesi, nefes almanın rahatlaması öz düzenleme ile duyu ve duyguların içerisinde sıkışmadan yeni yollar bulabilme yeteneği geliştirmemize ve hayatımızda yapacağımız değişikliklere ilerlerken bunları yapacak güce, kuvvete ulaşmaya; bilinç altımızda yerleşik inanç sistemimizi değiştirmemizde yardım eder.
Farkındalık, hareketlerden sözlere, sözlerden düşüncelere, düşüncelerden yapış şekline ve en sonunda var oluş şekline yansır.