“Sağlıklı bir ruhta duygular birbirlerinin altından, içinden, üstünden geçerek hareket ederler, sağlıksız bir ruhta ise birbirlerinin arkasına saklanır ya da birbirlerini kırıp geçerler.”
Karla Mc Laren (Duyguların Dili)
Ruhumuz farkındalığımızın merkezi. Ruhumuz yaşam alanımız, Tanrı’nın mevcudiyetini hissettiğimiz mahrem alanımız. Ruhumuza ne kadar önem verdiğimiz ise dış görünümümüze yansıyan ışıktan anlaşılır. İyi nefes almazsak ruhumuz beslenemez, duygusuz, kör ve sağır hale gelir.
– Şimdi içimize dönelim dediğinizde, nasıl yani, nereye bakacağız?
– İç organlarımıza, hissettiklerimize, renklerimize, düşüncelerimize…
– Ay biz onları görebilecek miyiz, ben pek görmüyorum da…
Bütün bunlar hakikaten görünebiliyor mu! Hakikatte de bu sorunun cevabının evet olduğunu, ancak yogayı inançla ve sevgiyle yapmaya başladıktan sonra anladım. Hem vücudumdaki organları, hem ağrıyan hem de ağlayan yerlerimi görebilme yeteneğini elde etmeye başladım. Her zaman gördüklerimi tam anlamasam da kendimle baş başa kalmaya, gerçekten kendimi dinlemeye ve tanımaya başladım. Mistik işlevi hariç, pratik anlamda da olana konsantre olup olanı izleme yetisini geliştirmenin önemini hissettim. Bu sayede uyanık olma, farkında olma halini hem içimde hem de dışımda yaşamanın dayanılmaz hafifliğine ulaştım.
Bütün bu dinginlik ise yüzümde, vücudumda, hareketlerimde, ses tonumda can buldu. Yeniden yeni bir ben oldum.
En karanlık beni de, en aydınlık beni de, ben olan beni de keşfetmenin keyfine varıyorum yoga ile.