Budist inanışına göre bilginin deney ve tecrübeyle birlikte ortaya koyduğuna “ben” yani “özüm” adı verilir, aynı Gestalt terapide olduğu gibi.
Budistler, deney ve tecrübe ile oluşturulan beni 5 ayrı parçaya bölmüşlerdir:
1. Rūpa – Beden
2. Vedanā – Duyular
3. Samjñā – Algı ve sezgiler
4. Samskāra – Düşünceler ve onların üretimi
5. Vijñāna – Bilinç
Beni var eden bu parçalar zaman içinde değiştikleri içindir ki Budistler, bu parçalara bağlanmanın varoluşsal düzenimizin içinde bir süreklilik beklentisine ve döngüsüne girmemize neden olduğunu söylüyorlar. Bu süreklilik beklentimizin de Samsara’yı yani aynı deneyimleri farklı zamanlarda ancak aynı şekilde yaşamamızı sağladığını fark etmiyoruz. “Niye bu hep benim başıma geliyor?” diye soruyoruz. Bir türlü neleri içimizde aynı şekilde tutmaya çalıştığımızı ve beslediğimizi fark etmiyoruz.
Gestalt terapide Fritz Perl 4 tane soru soruyor:
Bazı sabahlar bedenim çok esnek kalkıyorum, diğer sabahlar ise bedenim tam bir sert kaya gibi oluyor. Bunu fark ettiğimde o günün ilk hareketlerini yaparken biraz daha yavaştan ısınmaya çalışıyorum, esnek günlerimde ise bazen ısınmayı es geçebiliyorum ve hep değişik şekillerde hareket düzenleri ile başlıyorum günüme.
Derslerimde ise şu sözleri duyuyorum: “Ay ben bu hareketleri yapabiliyordum eskiden”, “Geçen hafta sanki yapmıştım bu hareketi”, “Aa ne garip, bu hareketi yaptığıma hiç dikkat etmemiştim…” Yapıp yapmadığımızı bilmediğimiz hareketler, almadığımız nefesler ve aynı şekilde sürüp gitmesini beklediğimiz bir hayatı yaşama hayali… Bazen hayal kırıklığı, bazen de o an fark edilen ve ebediyen süreceğine inandığımız bir sevinç ve mutluluk bizi sarıyor.
Ölümlü olduğumuzu bilmek bile bizim bu masal içinde yaşamamıza engel olmuyor. Değişkenliğin sürekli olmasının dışında hiçbir şeyin baki kalmadığını bir türlü anlamıyoruz.
Siz nelerin sürekli kalacağına inanıyorsunuz ya da inanmak istiyorsunuz? Bu istekleriniz size neler getiriyor ve aynı zamanda sizden neler götürüyor, bir not edin.
Namaste…
“Samsara” başlıklı ilk yazımı okumak için tıklayın.