“Yoga bencil dürtülerin dönüştürülmesi ile eylemin mükelleştirilmesidir.”
Yogacılar, içinde yaşadıkları dünyayı ve dünyada olan ilişkilerini dönüşüm için kullanırlar. Yoga uygulaması ile kendimizi tanımaya ve kendimizle barışmaya başlarız. Kendimizle barışık oldukça; yapacaklarımızdan, söyleyeceklerimizden, daha az korku duymayı öğreniriz. Korkunun azalması; etrafı, doğayı, gerçek anlamda dinlememizi, duymamızı ve anlamaya çalışmamızı sağlar. Derinde nasıl birbirimize bağlı olduğumuzu anladıkça; hareketlerimizin, sözlerimizin, düşüncelerimizin de hepimizi, her hayvanı, doğayı etkilediğini görmeye başlarız.
Duydukça, algıyı derinleştirdikçe daha olgun veya daha köklenmiş hale geliriz. Köklenmek, olduğu yerde kalmak, yerini bilmek değildir; daha derinden hissetmek, denemektir; bunu da dışa vurabilmemizi sağlar.
Kendini arayanlar, yogacılar, sufiler, her zaman köklerini araştırmak, onları bulmak ister. Bu aidiyet duygusuna bağlılıktan değil, sadece sebebi anladığımızda dönüşümü tam olarak başlatabileceğimizi bilmekten kaynaklanır. Özgürleşmek sadece deneyimleme ile mümkündür; özgürleşmeyi burada, fiziksel bir beden içinde yapabiliriz, eğer özgürleşmeyi burada, sınırlarımız içinde başarırsak mükemmeliyete o zaman ulaşabiliriz.
Maitryadishu balani. – Güç şefkatin içindedir.
(Maitri: Dostluk, samimiyet; adishu: şefkat, iyilikseverlik; balani: güç, dayanıklılık.)