Annem hep bana “Şu konuşmayı bir öğrensen” derdi. Haklıymış ve hâlâ da bu sözleri sarf ediyor.
Dün yoga için bazı notlar hazırlarken rastladığım Wiitgenstein’ın dil ile ilgili birçok sözünü biliyorum, ama bir tanesi kafamda kaldı; “Dil dünyayı resmeder”. Evet bu kesinlikle doğru. Neyi nasıl anlarsak dünyamız da ona göre şekilleniyor.
Benim için anlamak kavramı çok önemli. Anlamak derken bugün böyle anladım dediğim, yarın da aynı kalacak değil, daha derinleşecek ya da tamamen değişecek.
“Spiritual Transformation”. Tam olarak tercüme etsem ruhsal değişim anlamına gelirdi. Ama yoga ile ilgili tez hazırlarken aslında değişenin kim olduğuna takıldı kafam. Değişen yok ortada, sadece giden var. Hep yoga bir yoldur deniyor ya, işte bu da yolda yön değişikliği. Giden kendimiz, beraberinde zihin, vücut, gittiğimiz yön, ruh yönü. Yani “özümüze” doğru yürüyoruz. Dıştan içe dönme bu yüzden deniyormuş.
Bu dönüşüm bence daha meşakkatli, aldığımız bir sürü gerçek dünya öğretisinin tekrar temizlenmesi gerekiyor, bütün bu yolu katedebilmek için. Her kelime ve cümleye gene vereceğimiz sonsuz anlamları, zihnimizdeki değil de kalbimizdeki çekmecelerde tekrar tekrar arayıp bulmamız gerekiyor.
Bunu da ancak umudumuzu ve ümidimizi kaybedince yapabiliyoruz. Umut ve ümit, her ikisi de içsel olarak bizi canlı tuttuyor, nerede canlı tutuyor? Bu evren ve gerçek dünyasında. Oysa “gayb” dünyasında ne ümide ne de umuda yer var, orada sadece Allah var. Allah’a inanç var. O inancın içinde erimek ve kaybolmak demek, her şeyi terk ettiğimiz an.
Hani hep merak eder falcı falcı dolaşırız, ne olacak benim bu halim, ben ne olacağım. Dikkat edin, hepimizin küçükken veya daha sonra kurduğumuz bazı hayaller vardır, işte bunlar aslında bizim bildiğimiz geleceğimiz. Sadece ümit ile bekliyoruz desek de olmayacağı düşüncesi zihnimizde, hiçbir yere varamıyoruz. Hatta hep bir yerde korkup arkamızı dönüyoruz isteklerimize.
“Sevgi Yolu, işte burası korkuların olmadığı bir yol” dedi bir ses bana. Bir de resim gösterdi, sapsarı çiçeklerin olduğu gök ile deniz mavisinin, sarı çiçeklerin arkasında buluştuğu uzun bir yol.
Sevginizin resmini dualarınızda arayın, korkular
değil Tanrı desteğiniz olsun.