− Anne bana kural koy. Ben kural istiyorum, ben ait olduğumu bilmek istiyorum, ben sevildiğimi hissetmek istiyorum.
− Kızım bak, kural uyulmak içindir, kural koyulduğunda o kurala uyup denileni yaparsın, yok ben iki saat sonra bunu yaparım yoktur.
− Tamam söz, ne olur ama bana kural koy, ben büyümek istiyorum. (Gözlerinden sürekli yaşlar süzülen kızımla sarılmış halde bir süre oturduk.)
Kuralsızlık, özgürlük, bir yol. Bu yolu seçmek korkusuzluğu, olacakların gelmesine izin vermeyi, bilmemeyi, disiplini, rutini, hareketi, sabrı ve bugüne kadar deneyimlemediğimiz, deneyimleyemediğimiz şeyleri de beraberinde getiriyor. Costa Rica’da iken, sabah kalkıştan akşam yatış saatine kadar belirli bir rutinin içinde yaşadım. Program öyleydi, bu yüzden soru bile sormadım. Hayatımız da aynen bu şekilde planlanmış; doğarsın, okula gidersin, işe girersin, evlenirsin, çocukların olur, para, ev, araba… Ardından emeklilik ve ölüm, işte hayat…
Emeklilik, işsizlik ya da bunlardan birinin eksikliği sorgulamaya yönlendirir bizi, sorguladıkça özgürleşme yolunda adımlar atmaya başlarız. İşten memnun olmayız, adımızdan, mevkimizden, çocuklarımızdan, kazandıklarımızdan, olanlardan. Ve kendimizi lazımların olmadığı bir ülkede buluruz. Herkesin bize akıl verdiği, yeni deneyimleri yaratmamamız gereken, bilinmeyen denklemlerin çözülmeyi beklediği bir ülkede. Bir sağa, bir sola çarptığımız, yalpaladığımız, kendimize sınırlar çizmeye çalıştığımız sonsuzluk ülkesinde.
Sınırların olmadığı, sonsuzluğun yeni deneyimlere açıldığı, her yapılanın sanat olduğu, yapılanın lazımlarının ve şeklinin olmadığı, mutluluk ile yaptığımız, kalpten hissettiğimiz bir alana gireriz. İşte burası korkunun, baskının, lazımların bitip kendimizle tanışmaya başladığımız alandır, hoş geldiniz kendinize, artık yalnız değilsiniz.
Büyümek için kurallı olup kuralları kırmayı öğrenmeden sınırsızlığı kızıma öğretemeyeceğimi, önce uygulayıp sonra yaratıcılığı ile kendine yeni yollar bulacağı kuralları koymayı, kuralları uygularken genişleyeceği bir alan yaratmayı yeni yeni öğreniyorum. Yolun hiç bitmediğini ve ölümün de bizim için bir son olmadığını bana anlatan bütün hocalarıma, yoluma çıkan bütün insanlara teşekkürler.