− Hocam ne zaman geri döneceksiniz?
− En kısa zamanda…
− Bizi özlemeniz güzel, biz de sizi özlüyoruz.
− Size bir sırrımı açıklayım, ben oraya gittiğimde sadece benim, yani beni dinleyen var ama sizin gibi her duyusu ile dinleyen yok. Hepimizin birbirine saygısı var ailede Allah’tan, ama beni pohpohlayan kalmıyor, beni görünce gözlerinin içi ışıldayan yok. Tatil; deniz, güneş, sıcak, toprak bunların hepsi ile arınmak için güzel, ancak sıcaklık için tekrar size dönmeyi dört gözle bekliyorum.
Her birimiz sevgi için buradayız. Her an her duyumuz ile sevildiğimizi bilmek, dünyadaki en mutluluk verici duygulardan. Ancak bu duyguyu sadece çevremizle yaşayabiliyoruz. Duyularımız ile hissedebiliyoruz. Ama tek kaldığımızda yalnızlık ruhumuzun taa d
erinlerinden çıkıp geliyor ve bir türlü onun acısını dindiremiyoruz.
Sevgi aslında yol vermek, bırakabilmek; özgürlük, arkasına bakmadan gidebilmek, vazgeçebilmek.
Yalnızlığımın taa derinlerine inebilmek ve onu görebilmek, onunla iç içe geçebilmek ve onu tutabilmek için yogayı buldum. Bir yardımcı her zaman lazım; bir veli, bir yol gösterici; ardından yalnızlığımızla yüz yüze o soğuk odada uzun süre kalabilmeyi başarmak, işte işin en zor tarafı.
Bugünlerde dipteki odayı buldum, kapısını araladım, soğuğu iliklerimde hissettim, bu sıcak yaz günlerinde. Her merdiven basamağında korkumu yenmek adına yanıma aldığım erzakları yiyorum, derim kalınlaşırsa o soğuğu hissetmem diye. Sadece kilo aldım. Korkum aynı. Ancak artık odadan sadece karanlık değil ışık da gelir oldu.
Henüz kapıyı açmaya cesaretim yok.