Öyle bir anlık samathiye çıkış ve ardından dünyadan elini eteğini çekmek değil yoga. Yoga, yaratıcılığı bu dünyada kabullenmeyi ve kullanmayı öğrenmek.
“Hayatınızın Amacı” adlı kitabında Dan Millman, yaratıcı enerjiyi şu şekilde anlatmış: “Yaratıcı enerji kabarıp taşan, dinamik bir niteliğe sahiptir; onun ifade bulmaya ihtiyacı vardır, o akmak ve kullanılmak için mevcuttur. Bu enerji iki yüzü keskin bir kılıç gibidir, yapıcı amaçlarla kullanılmadığı zaman, yıkıcı yollardan boşalır. Önü tümüyle kesilirse, duvara çarpıp sürekli yolunu arayan su gibi her bir şekilde dışarı çıkmaya çalışır. Fiziksel, duygusal ve zihinsel şekilde hastalıklar ve rahatsızlıklar yaratır”.
− Keşfettim biliyor musunuz?
− Neyi Aslı Hanım!
− Geçenlerde “Uyumsuz” diye bir filme gittim kızımla. Filmde cesurlar toplumuna üye olmak için bir binanın en üst katından içinde ne olduğu bilinmeyen karanlık bir boşluğa atlanması gerekiyor. İşte yaşam da böyle bir şey… Ne oldu anlatmıyorum sonra, gidin bu filme, ben çok hoşlandım.
Filmin devamını bilmek ya da bilmemek önemli değil, aydınlığa mı karanlığa mı düşeceğimiz bize kalmış. Sadece o an içinde tutunabileceğimiz, ya hırs, öfke, sevgisizlik gibi geri dönüşümünü her gün ta hücrelerimizin en derinlerinde hissedeceğimiz duygular ya da geri dönüşümünü beklemeden başlayabileceğimiz bir sonsuzluk duygusu…
Yaratıcı enerjimizi nasıl ne yöne kanalize edeceğimizin seçimi bize verilmiş, evrendeki tezahürünün yapıcı veya yıkıcı olmasını seçmek de bizim elimizde. Bu enerjiyi, artık bildiğimiz biçimde, yıkıcı olarak kullanmamıza imkân verilmeyen bir döneme girdik. Deneyimlerin tekrarını değil, yaratıcılığa izin vermesini gerektiren bir dönem bu.
Evren, bizim savaşlarla, üzüntülerle, kırgınlık, kızgınlık ve öfke ile harap olmamız yerine, bize anlaşarak ayrılığımızdaki bütünlüğü fark edebileceğimiz ve ayrılıkları da bütünlüğün birliği içinde kullanabileceğimiz bir zamanı işaret etmekte. Bu döneme kadar kısır bir labirent içinde yaşadığımız zamanın hapishane duvarlarını yıkıp sonsuzluktaki yaratıcılığın içinde gözlerimizi açarak onu algılamayı öğrenmeliyiz.
Gözlerimizi açıp içimizdeki tanrıya ulaşmak dileğiyle…