“Bilmeden ve öğrendiklerimi unutarak bakabilme yeteneğim benim özgür yargımı oluşturur. Özgür yargı yeteneğimse benim kendime bakma ve kendimi bilme yeteneğimi geliştirir.” Anonim
Bu yargı kabiliyeti herkes de bulunur, bu herhangi bir yetenek ve çalışma gerektirmez.Daha yavaşlayabilme, temas edebilme ve yaptığı işi görerek,hissederek,dokunarak,duyarak ve kokusunu alarak yapmayı gerektirir.
Belki David Life’ın bu cümlesini birkaç kez daha bloğumda yazmışışdır; “Yama ve Niyamaları öğrenmeden, yaşamadan, deneyimlemeden Asana’nın içine giremezsiniz. Yaptığınız sadece bir duruş olarak kalır.”
Geçenlerde aynı cümleyi “Yoga Ansiklopedisi-André Van Lysebeth’in kitabında da okudum. Bu cümle insanları ayırmak ya da aşağılaşak ya da onların anlayışının daha az olduğunu göstermiyor. Sadece korku ve utanç ile baş edip deneme yeteneğimizin ve deneyimleme isteğimizin ne kadar olduğunu ölçmemizden bahsediyor. Sokrates’in dediği gibi “Kimse isteyerek ve bilerek kötülük etmez”. Kötülük etmenin içinde yatan kötülük gerçekleşebilsin diye kötülük yapmaktır, Herhangi bir canlının da bu şekilde hareket etme imkanı yoktur çünkü doğasında böyle bir özellik yoktur.
Bizler öğrenip öğrendiklerini iyi uygulayan, uygularken sorgulamayan varlıklar haline dönüştük. Oysa ki bir şeyi gerçekleştirebilmek için onun nasıl yapılabileceğine dair bir deneyimimiz olması gerekir. Başkalarının deneyimleri benim yargı yeteneğimi ve öğrenme yeteneğimi geliştirmez aksine köreltir.
İnsanlar kötü bir doğaya sahip değildir, ancak yanılgıya ve karşı tarafın algısına ve kendisinin algısına ters düşen hareketler yapmaya yatkındır. Kötülük etmek,yapmak, bunu isteyerek yapmak ve herhangi bir şekilde davrandığı ve o karşı tarafa ya da kendine yarar getirmediğinde sonucunun kötülüğe dönüşmesi arasında bir fark vardır.
Bu yüzden bir şeyi gerçekleştirmek için ne donanımlara, ne araçlara ve nasıl bir bakış açısına sahibim, baktığım yönden bakabilme yeteneğim, açı değiştirmekteki kabiliyetim nelerdir diye her türlü deneyimi gerçekleştirmeye hazır olmak ilk şartımız, ardından karşımızdakilere ve yapış ve uygulayışlarına bir anlayış geliştirip, onların istediklerini deneyimleyip, ardından kendimize uygun olanı ve kendimizin kalbine oturanı bulmak bizim gerçek yargı yeteneğimizi geliştirmemizi sağlar.
Yani KERİM olmayı gerektirir.
Kırılgan, sert, başarılı,mücadeleci,inatçı,şanslı, cömert,verimcil, ulu,büyük, aşırı karşısındakini düşünen, asil,soylu….ve daha birçok karşıtlık ve dengesizlik içinde var olan bir kişilikten var olmayı ve var olurken karşıtlıklar içinde dengede kalabilmeyi getirir özgür yargıda bulunabilmek.
Keramet sahibi olmak anahtar kelime…
Her gün yeniden olanı yeni bir gözle görüp yeni bir şekilde deneyimlerken hata, kötülük yapabilmeyi kabul edip, utanç ve korkunun içinde kalmadan yerden kalkıp tekrar başlayabilmek dileğiyle…
Namaste!