Bu sabah kuzenim, ben, eniştem, ablam kahvaltıda dünyadan ve dünya hallerinden konuşuyorduk. İklim, hava kirliliği derken kuzenim “Aslında iklim değişimini kontrol edip kendimize uyduramadığımız için bu kadar dert ediniyoruz. İklim değişimi bizim varoluşumuzu tehdit ediyor bana göre” dedi.
Düşününce ne kadar da doğru geldi.
Bedenimizi de aynı şekilde ihtiyaç duyduğumuzu düşündüğümüz yaşama zorluyoruz. Bir zaman sonra bu koşulları kabul etmeyen beden, hastalıklar yaratıyor. Yaş aldıkça dayanıklı ve esnek olmaya alışık bağışıklık sistemimiz kendini katılığa bırakıyor. Gerilim ve stres ile birlikte beden kendini tanımaz hale gelerek savaş alanına dönüyor.
Hayatımın ilk kesitinde, tercüme yapmak, değişik diller öğrenmek; kelimelere, kültür farklılıkları ile değişen düşünce yapısına kapı araladı benim dünyamda. Çocuklarımla başlayan diğer yaşam aralığımda, dünyaya bakış açımı değiştirmek için almaya başladığım terapiler ise Master Yoda’nın dediği gibi, öğrendiklerimi yeni bir bakış açısı ile algılamayı yavaş yavaş öğretmeye başladı. Yoga ile başlayan yeni hayat yolum, bedenimi çocukluğumun neşesine getirirken felsefesi ile hayatımın anlayışı değişmeye başladı. Yaşamımın yeni bir kesiti olan sanat terapisiyle farklı malzemeleri birbiriyle karıştırmanın tadı sayesinde yaşamı da farklı yönleriyle algılamanın merakını ve sevincini yaşıyorum.
Her yaşam kesitini yeni gözlerle ve merak geliştirerek deneyimleyebilmek, insanı her seferinde bir adım daha kendi özüne yaklaştırır.
Siz bu yaşam evrenizde neleri deneyimlemek istersiniz?
Namaste!