İki senedir bu bloğu yazıyorum. Gerçek anlamda ise 4 senedir yoga ile beraberliğimiz devam ediyor. Yoganın bana açtığı kapıları, benimle gittiği yolları ve bende uyandırdığı hisleri anlatmam imkânsız. Gene de gün içinde kaç bin kez, ne yapacağımı bilmez bir şekilde duygularım, düşüncelerim ve gerekliliklerle kendime çıkılması zor bir ev inşa ettiğimin farkına varıyorum. Sanki bütün bu olanlar, çözülmesi gereken problemler gibi içimde, dışımda birikiyor ve içinden çıkılmaz bir hal alıyor.
Hinduizmde, yaratılan ve yere indirilen Tanrı ve Tanrıçaların da bizle aynı durumlarda kaldığını bilmek ve bunlar hakkında okumak beni rahatlatıyor. Orada da iblisler sürekli yer altından çıkıp Tanrı ve Tanrıçaları rahatsız ediyor, aynı bizim çözümsüz problemlerimiz gibi. Shiva Purana’da (Hinduizmin dini metinleri) anlatıldığına göre; altın, gümüş ve demirden yapılma uçan üç kalede yaşayan iblisler, sürekli olarak Tanrıları rahatsız etmek için yeryüzüne gelirlermiş. Bu kaleler ancak ve ancak üçünün birlikte bir ok tarafından vurulması halinde yok olabilecek şekilde, Tanrıların Babası Brahma tarafından koruma altına alınmış.
Kalelerden ilki “BEN”i, ikincisi “BENİM OLAN”ı ve üçüncüsü ise “BENİM OLMAYANLAR”ı temsil etmektedir. Aynı dünyamızda savaştığımız gibi, mükemmel olanın tadına varmak isteyen bizler gibi. Tanrılar da bu yüzden birleşerek beraber bu iblisleri yok etmeye karar vermişler, Dünya bir savaş arabasına dönüştürülmüş: İki tekerlekli, bir tekerleği Ay diğeri ise Güneş. Vishnu’nun kendisi yay olmuş, Shiva da ok. Herkes hazır olup, kazanmamanın tadını damaklarında hissettiği sırada, Shiva yaya doğru yönelmeden, üç kaleye gülümseyerek bakmaya başlamış sessizce. O anda bütün kaleler yanmaya ve yok olmaya başlamış.
Her gün olmasa da, her saniye olmasa da artık dalgalanmaların içinden geçerken oturup bazen gülümseyi, bazen ağlamayı ve bazen sadece orada olmayı öğreniyorum. Sevinçlerim, hüzünlerim, ağrılarım, hastalıklarım, her biri yenilecek bir düşman olmaktan çok benim ve benle bir bütün.
Yogaya, hocalarıma, yazılarıma, yazılarımın dilini güçlendiren Gaye’ye ve benimle bu yolu paylaşan herkese teşekkürler. Daha nice yıllara.