Mağazalarda, hep daha iyisi, daha da güzeli var; insana hizmet eder gibi görünen, ama daha çok insanın ruhuna, bedenine ve zihnine zarar veren ürünler sunulmakta. Son günlerde zaman hızlı aktığı gibi, ürünlerdeki değişkenlik de fazlalaştı, her gün yeni bir ürün, tüketecek yeni bir spor, yeni bir akım mağazalarda, insanların dilinde dolanıyor.
Memnuniyet, huzur, hoşgörü, şefkat, konuşma, empati, imece, sosyal yardımlaşma gibi düşüncelerin yerine zenginlik, güç ön plana çıktı. Araştırma, ilgi, yerini moda olan yemek, spor, düşünce, giyim tarzına bıraktı. Çevrecilik ve zihin, beden ve ruh üçlüsü bile moda akımı oldu.
Moda akımlarında bile zenginlik ve fiyat yüksekliği; sporun, yemeğin, hayatın, yaşam tarzının hatta felsefenin önemini belirler oldu.
Yetişen nesil de unutulmuş değerleri tamamen gözden yitirmiş bir halde kendisini hayatın içinde buluyor; bazıları daha az zararla hayatı yaşarken diğerleri olmayacak yollara sapıyor. Yoga bile son günlerde moda bir akım olma yolunda hızla ilerliyor. Tek farkla. Yoga hayatımıza girdiği anda değişim kendi içimizde başlıyor.
Almanya’da, eski Türk filmi kıvamında bir kitap yayımlandı, adı “Leben Reloaded” (Yeniden Başlayan Hayat, Dieter Gurkasch). Hayatı hızla yaşayan, zevkleri tüketip hızlı tüketimin içinde kaybolan ve sonunda adam öldürmeyle sonuçlanan bir soygunda yer alan biri. Hapisten kaçan, polisle çatışırken neredeyse hayatını kaybetme raddesine gelen bu adam, hapishane duvarları içinde yoga ile tanıştı, 25 senelik hapishane tecrübesinden sonra şimdilerde o duvarların içinde yoga öğretmeye başladı.
Hayat yolculuğumuz, hep bir öğrenim. Yaşamın farkındalığı, çocuklarımızı, bizi ve bütün dünyamızı yok olmamıza neden olacak tüketim oburluğundan koruyacak tek etken yol. Dünyamızın; ruh, beden ve zihin sağlığı adına değişimin kapılarını açık tutalım.