Hep soruyordum kendime, ben nasıl bir yoga dersi veriyorum diye. Bunu nasıl anlatıyorum diye. Cevap vermekte zorlanıyordum. O kadar çok yoga çeşidi var ki. Bir de felsefesini ve hareketleri içine kattığımda karışıyordu ve cevabını bulamadığım için tam da anlatamıyordum. Arkadaşlarım veya dersimi deneyimleyenler yoga dersi alıyordu benden.
Sonra öğrenci yetiştirmeye başladım ve bunlardan ilk 5’i hiç tanımadığım Fransız öğrencilerimdi. Onlara kendi tarzımda insanın nasıl yoga yoluyla bütünleşebileceğini anlattım. Yollarında serbest bıraktım ve yogayı kalpleriyle mi yoksa hareketler yoluyla mı belirleyeceklerine de karışmadım. Her biri hayat yolunda değişti ve yogayı hareketleriyle uygulayan iki kişi kaldı. Diğerleri hayatın içinde yogayı yaşamaya karar verdi. Sonra iki öğrencim daha oldu, bu sefer Alman. Birini tanıyordum, diğeri ise hiç tanımadığım bir genç kızdı. Her ikisi de yoga yolculuklarında hem hareketlerle hem de yaşam sanatı olarak yol alıyorlar.
Sanat terapisi okulundaki bir dersimiz “sanat terapisti olarak nasıl eşlik edilir”. Bu derste eşlik etmenin bir yapısı olduğunu, bu yapının kurulmasının ayakları yere basan bir ders ya da kurs vermeyi kolaylaştırdığını ve karşıdaki kişinin alacağı bu kursu niye alacağını, nelere yaracağını bilmesi için nasıl bir anlatım olması ve karşıyı nasıl dinlemek gerektiğini dinledim bir hafta boyunca. Şimdilerde kendimce ve başkaları ile sağlamasını yapıp anlatmayı deniyorum ve karşıyı tarafsızca, yorum katmadan ve duygularımın seline kapılmadan dinlemeyi deneyimliyorum.
Bu yapıyı anlamaya çalışırken ve neden, niçinleri ararken kendi yoga dersimi bedenle ilişki kurma olarak tanımlamanın dışında, bedenin içinde var olan her yapının kendi özelliklerini ve onları kullanmanın nasıl gerçekleşebileceğini anlattığımı fark ettim. Ben sadece bedenin içindeki ve dışındaki yapıların (kas adlarına girmeden) günlük hayat içinde neler yapabildiğini, günlük hayat içindeki kullanımlarında nasıl birleşmeleri gerektiğini ve hizalanmaları halinde bedende nasıl etkiler yarattığını fark ettirmeye çalışıyorum. Bu fark edişler sayesinde osteopatların yazdıklarını ya da çakralara göre beden dilinde ne tür duygu ve düşüncelerin ortaya çıktığını istenildiğinde anlatmaya çalışıyorum.
Aslında bildiğim diğer diller gibi bedenin de dilini anlamayı, tercüme edebilmeyi, yorumlamadan dinlemeyi, tanıklığın bedenle ilişkide ne olduğunu ve onunla ilişkinin kendi bedeninize göre nasıl olabileceğini anlatıyorum.
Çocukken yaptığımız ve yıllar içinde unuttuğumuz hareketleri yeniden yapma yollarını arayarak, bedenin enerjisini bütün içinde etkili bir şekilde kullanarak, ekolojik olarak nasıl sarf edebileceğimizi anlatmaya çalışıyorum.
Bunun ne işe yarayacağını görmek yapanlara kalıyor. Yoga, aslında içimizdekinin dışarıya yansıması, hayat bulması bence.
Namaste!