Dün Armanda ile Dr. Frawley’in Ayurveda okulunun imtihanlarını geçmek için soruları cevaplarken, Armanda “zekâmıza karşı işlediğimiz suç” diye bir kavram olduğunu anlattı. Bir anda ne olduğumu şaşırdım. Allah, Tanrı, büyük güç diye tanımladığımız ve bize nefesinden verdiğine inandığımız bir Tanrı var ve kendimizin de ondan bir parça olduğuna inandığımızı iddia etmemize rağmen, acılar içinde yaşamak, ölümsüzlüğü aramak, inanç geliştirmek, onları bir kalıba veya formüle sokup “İşte budur dünya yaşamı” diyebilmek için geçirdiğimiz her gün bir suç işliyoruz.
Eskiden söylenen Günah, sonrasında söylediğimiz Ayıp kelimelerini de aslında bu bilinçten alıyoruz. Aynı dili konuşan eski kafalılarla, yeni kafalı bizler aynı inançları taşıyoruz, değiştirdiğimiz tek şey konuşma tarzımız ve kelimelerimiz. Birçoğumuz aslında dönüştürüp, tazelenmiş bir hal ile değiştirmeden, yok etmeden, hayatımızdan çıkarmadan, yeni bir şekil vermeden sadece içten gelen bir sesi dinlesek, bir an hakikaten durup…
Durmak için çok çalışmak, metanetli olmak, sürekli dikkat etmek, anladığımızı bir daha düşünmek, sabırla dengede kalmayı öğrenebilmek lazım. Nankör olan beden ve zihindir, bizler ise aslında durup yavaşça olanı izleyenin kendisiyiz.
Baktıklarımızın farkına varabilmek dileğiyle…
Namaste.